KAYSERİSPOR, bu kupayı çok hak etmişti.

Neden;

Çünkü; Fenerbahçe’yi, Beşiktaş’ı ve lig şampiyonu Trabzonspor’u eze eze yenerek finale yükselmişti.

Aslında şehir tam manasıyla finale kendini hazırlayamamıştı, ta ki son iki-üç güne kadar.

Finalin İstanbul’da oynanacak olması beraberinde handikapları da getirmişti.

Şehir de bu anlamda bir plansızlık söz konusuydu.

Ancak maç gününde İstanbul sokaklarında sarı-kırmızılı formalı gençleri görünce kupa için daha da umutlanmıştım kendi adıma.

Ve maç öyle başladı ki, o beklediğimiz Kayserispor’u bir türlü göremedik.

Temkinli başladığı ilk yarıda golü de buldu. İkinci gole çok yaklaştı amca Tiam direğe nişanladı.

İkinci yarıda karşılayan bir Kayserispor vardı. Kalesinde beraberlik golünü de  görünce uzun süre toparlanamadı.

Helva gibi dağıldı. Takım adına sahanın kötülerinden biri ne yazık ki Tiam’dı.

İşin özeti o bildiğimiz Kayserispor yoktu sahada.

Oysa ki hırslı, istekli, daha sert bir Kayserispor bekliyorduk.

Yediği gollerde inanılmaz hatalar yapıldı.

Söylenecek söz yok, denizi geçerken ne yazık ki derede boğulmak buna denir.

Kayserispor’u bu heyecanı yaşattığı için, Sivas’ı da kupayı aldığı için tebrik ediyorum.