KESİNLİKLE zor bir toplumuz, her şeyi biliyoruz.
Hem de alasını, her şeye yorum yapar, görüşümüzü paylaşırız. Amma icraata geldiğinde bir o kadar becerikli değiliz maalesef.
İkibinli yıllardan sonra yaygınlaşan teknolojinin nimetlerinden epeyce faydalanıyoruz. Sosyal paylaşım sitelerinde herkes filozof, herkes vatanperver, herkes dört dörtlük. Ammaaa iş icraata geldi mi kaçacak delik ararız. Özellikle sosyal sitelerde paylaşılan yorumlara gelen tepkilerine ve kişilerin durum yorumlarına daha bir dikkat kesildim bu aralar.
İnsanların birbirleriyle iletişim dillerini, kendilerini nasıl ifade ettiklerine daha da bir farkındalıkla baktım. (Kendi hislerimi ayırmadan elbette) Oldukça sinirli ve tahammülsüz gibi görünüyoruz. İyi ki şiirler, şarkılar, özlü sözler var dedim kendi kendime.
Tam olarak ifade edemediklerimizi, konuşamadıklarımızı, hissettiklerimizi, beğendiklerimizi bu sözlerle anlatabiliyor ve paylaşımı böyle gerçekleştirebiliyoruz. Ve fark ettiğim başka bir şey daha oldu, aslında ne kadar çok ilgi ve sevgiye ihtiyacımız var.
İhtiyacımız olduğu halde ne kadar az paylaşıyoruz bu tür sözleri… İlgisizlikte ve eleştiride bol kepçe, sevgi ve övgüde bir kaşık sunumumuz…
Stresimizin, öfkemizin kaynağını ve “acılar”, “hüzünler” karşısında ne yapacağımızı bilemediğimiz şu dönemlerde en çok ihtiyacımız olan psikiyatristler ve psikologlar. Yeri geldi mi onlar da artık yetemez oldu
Ancak en büyük sorunumuz yediden yetmiş yediye kadar herkesin her şeye “kolayca” ulaşabilir olmasıdır. Yani özelinde hiç bir şeyimizin kalmadığıdır. Böyle olunca da yetinemiyoruz ve farklı yollar arıyoruz. Farklı yollar da her zaman temiz olamayabiliyor. Bu yollar da engebeli ve bir o kadar tehlikeli.
Özellikle küçük yaştaki çocuklarımızın bu anlamda iyi bir eğitimden geçirilmesi gerekiyor. Aile terbiyesi, örf-adet, gelenek ve göreneklerimizin iyi hatırlatılması ve bu yönde telkinde bulunulması kaçınılmaz olmuştur. Allah korusun teknoloji ile büyüyen bir neslin bırak geçmişini, geleceğini dahi inşaa edemeyeceği korkusu var toplumumuzda. Sonuç olarak; zor bir milletiz. Kendi benliğimizin artılarını çok iyi biliyoruz. Ama; bunları yeterince hayatımıza yansıtabimiyor muyuz, hayır. O yüzden aile kavramı toplumumuzda geçmişte olduğu gibi gelecekte de en ön safta tutulması kaçınılmaz olmuştur.