HAYATIMIZ korona olmuş.
Bu gidişle daha uzun süre Korona ile birlikte yaşamaya devam edeceğiz.
Bilgili, bilgisiz herkes konuşuyor.

Devlet bir yandan “denetim” adı altında önlemler alırken, bir yandan da bu tür yaklaşımlara karşı tedbirler alıyor.

Koronanın hayatımıza girdiği ilk günden itibaren bir çok kişi ekrana çıktı.
Dr., Prof. adına ne derseniz deyin, ama hepsi farklı konuştu.
Kimi sudan bulaşmaz, kimi hava ile işi olmaz.

Kimi sıcaklar geldi mi kendiliğinden yok olur dedi.
Dahası bir sürü “bilimle alakasız” açıklamalar yapıldı.
Millet de böylesine bir bela ile ilk kez karşılaştığı için ne yapacağını şaşırdı.
Kim ne dediyse inandı.


Su için denildi, su içildi.
60 yaş üstü kişiler maske taksın, diğerlerine gerek yok denildi, öyle yapıldı.
Herkesin dediğini yapa yapa bir hal oldu.

Şimdi kim ne derse desin vatandaş artık bildiğini okuyor.
Canı istedi mi maske takıyor, istemedi mi o maskeyi “çene altı” aksesuarı yapıyor.
Elbette bu da doğru bir yaklaşım değil.


Bakın Sağlık Bakanı Fahrettin Koca her defasında Kayseri’nin “riskli iller” arasında oduğunu söylüyor.
Evet belki rakamlar verilmiyor ama; bu kadar uyarı ve bu kadar ısrarın elbette bir nedeni var.
Devlet devletliğini yapıyor ama vatandaş üzerindeki bıkkınlıkla “bana birşey olmaz” modunda.
Ama işin rengi öyle değil.

Oysaki hemen her gün, “şu kişi, bu kişi vefat etti” diye haberler yapılıyor.
Ama buna rağmen maalesef halâ işin ciddiyetinin farkında değiliz.
Kafeler tıka basa dolu.


Çarşı-pazar almış başını gidiyor.
Sosyal mesafe denilen olguya zaten uyulmuyor.
Ne diyelim Allah sonumuzu hayretsin.
???