ÜLKEMİZDE futbolu yönetenleri anlamakta güçlük çekiyorum.

Hepsi bir kalıptan çıkmış, sadece şekilleri farklı olan futbol piyasasındaki futbolcu ve teknik heyetlerin ülke futbolundaki söz sahipliği yüzde doksanlarda.

Oran bu kadar yüksek olunca da hangi kulübe hangi yönetici gelirse gelsin sonuç değişmiyor.

A yöneticisi Ahmet’i getirir, B yöneticisi Mehmet’i.

Yani değişen hiç bir şey olmaz.

Sadece isimler ve şekiler değişiyor.

Sonuç olarak varılmak istenen nokta hep aynı olur.

***

Yeni sezon başladı.

Kayserispor, 20 yıl sonra ilk kez Süper Lig’de mücadele eden Altay’a konuk oldu.

5-6 dakikalık bölümde iyi bir görüntü verdi.

Ama daha sonra evlere şenlik yenilen gol ve dağılan bir Kayserispor vardı sahada

Maç 3-0 bitti ama 7-8 olmaması rakip takım oyuncularının beceriksizliğinden kaynaklandı.

Yoksa tarihi bir hezimet kaçınılmazdı.

Uzun zamandır Kayserispor’u yazmadım, izlemedim sadece ligi bekledim.

Bekledim ama beklediğim gibi çıktı.

Çünkü; transferler yapılırken “izlenen stratejinin yanlışlığını” biliyordum.

Ama yine de bekleyip görmek gerektiğini düşünmüştüm.

Bugün yapılan transferlerin bir çoğu geldikleri takımlarda “ikinci hatta üçüncü tercihlerdi.”

Yani transfer yapılırken hangi kıstaslara bakıldı inanın çözemedim.

İsim değil, sahada iş yapanlar bu takıma katkı sağlayacak

Gelelim antrenöre...

Yalçın Koşukavak’ın hangi mantıkla kadro seçimini yaptığını da çözemedim.

Topsuz olarak takım olgusuna bir tek katkısı olmayan Emrah Başsan, Cardoso, Amravoski gibi isimlerle orta sahayı oluşturmak ve defans müdafasında birbirinin benzeri Majid ve Kolovetsios gibi iki isimle hızlı rakip oyuncularına karşı koymaya çalışmak futbol tabiri ile “işbilmezlik”ten öte bir şey değildi.

Gerçi takımda üçüncü stoper olarak Uğur Demirok’un da bu ikiliden farkı yok. Ne yazık ki birbirine benzer üç stoper var şu anda takımda.

Ama antrenörün yapması gereken Altay ataklarına karşı en azından stoperlere oranla daha hızlı olan Atamah’ı Kolovetsios ile birlikte görevlendirmekti.

Aslında takımda o kadar çok yanlışlar vardı ki, yazmakla bitmez.

Sonuç olarak Kayserispor daha ligin ilk maçındaki görüntüsü ile herkesi hayal kırıklığına uğrattı.

Umarım bu görüntü tek maçlık olur.

Kendi kendimize ediyoruz!

SON dönemde doğa insanoğluna karşı oldukça acımasız oldu.

Ama; doğanın acımasızlığı asılnda insanoğlunun da daveti ile geliyor.

Yangınlar, depremler, sel felaketleri art arda yaşanıyor.

Son olarak ülkemizin batı karedenizinde yaşanan sel felaketleri bir kez daha gösteriyor ki; doğa ile oynarsanız, o doğa bir gün sizinle çok daha acı bir şekilde oynar.

Su tahliye kanallarına yapılan yerleşim alanları, rat elde etmek için yakıp yıkılan doğanın son dönemde bize gösterdiği tek şey; bana acımasanız ben size hiç acımam.

Sonuç olarak kendi kendimize ediyoruz. Allah beterinden korusun.

Selde ve yangınlarda hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Ülkemiz adına da büyük geçmiş olsun.