Taraftarından tutun da siyasisine kadar beklentilerin ışığında ilgi vardı genel kurula.

Malumunuz Kayserispor her sezon sıkıntılı süreçleri yaşar.

Daha sonra o sıkıntılı süreçten 'çıkış yolu' adı altında bir şeyler söylenir ve bir şekilde de çıkılır.

Ama bu genel kurulda bunun dışına çıkıldı.

Kulüp için şirketleşme kararı alındı.

Hatta kulüp adına kripto para üretilerek piyasaya sürülmesi kararı da alındı.

Şimdiden bir şey söylemek doğru değil, bekleyip görelim.

Ama şirketleşme konusunda alınan kararın mantıklı olduğunu söyleyebilirim.

Çünkü, Türkiye'de spor kulüpleri halâ “Dernekler Yasası” ile yönetiliyor ve bunun çok da sağlıklı olduğunu söylemek mümkün değil.

Gelelim genel kuruldaki konuşmalara.

Memduh Başkan (Büyükkılıç) her zamanki gibi yapıcı, ılımlı, herkesi kucaklayıcı, kâh espri, kâh ciddi uyarılarla genel kurula renk kattı.

En önemlisi de Kayserispor’a destek olunması konusunda herkese ince ince uyarılarda bulundu.

Daha sonraki konuşmacıların konuşmaları ise protokolün bu işe ilgisizliğini bir kez daha ortaya koydu. İsmail Emrah Karayel ve Çetin Arık bunlardandı...

Ama MHP’li Baki Ersoy ise tam da 'Baki Ersoyluk bir konuşma' yaptı.

Öncelikle Ersoy ile bazı konularda hem fikir olduğumu belirtmek isterim.

Kayserispor’un, takım üzerinden prim yapıp servetine servet katan birkaç kişi üzerinden değil, geçmişten günümüze tüm detaylarıyla irdelenmesi gerekliliğine inanıyorum.

Yani bu mesele öyle üç beş yıllık değil, en az yirmi yılla ele alınması gereken bir husus.

Aksi taktirde, mesele üzüm yemekten ziyade bağcı dövmekten öteye gitmez.