DEYİM yerindeyse Kayseri “küçük bir köydür” herkes herkesle mutlaka günün birinde bir köşede karşılaşır, selamlaşır.

Belki de bu zorunluluktur.

En azından bizler için. “Siyasi partiler mezarlığı” Türkiye’de hali hazırda siyaset yapan insanlar farklı partilerde yer alırlar.

Kayseri ise “Türkiye üstü bir siyaset mekanizması”na sahiptir.

Bugün A partisinde uyur, sabah B partisinde gözlerinizi açarsınız.

Ama hiç bir şey olmamış gibi yolunuza devam edersiniz.

Yani “güneş, post” meselesi tam da buna uyar.

Türkçesi; GÜÇ NEREDEYSE , SİYASETÇİ DE ORADADIR...

****

Yaşı 30-45 arası olan hemen hemen herkes Kayseri’nin siyasi geçmişindeki bu “manevraları” çok iyi biliyor.

Peki 90’lı yıllardan günümüze siyasi partilerde görev yapan İl Başkanları arasında siyasetten ziyade “hizmet üretmeye” çalışan isimler yok muydu?

Elbette vardı.

Peki şimdiki il başkanları neden o kadar yetersiz ve sadece işin “görüntü” kısmında yer alabiliyorlar.

Bunu anlayabilmiş değilim.

Eminim, bir çoğunuz da benim gibi düşünüyordur.

****

Bunun iki nedeni var;

Birincisi; göreve getirilme şekli.

İkincisi; yetersizliği.

Göreve getirilme şekli siyasi partilerde “demokrasinin rafa kalktığı” durumlarda işlemiştir.

Zaten bu durumda il başkanının yeterli olmasına gerek duyulmaz.

Göreve getirenler de bu durumdan memnun kalırlar.

Bilakis “ön plana çıkmaması” adına genelde baskı yaparlar ve telkinde bulunurlar.

Bu isimler hissettikleri baskı sonrasında “pusarlar” ve işin “görüntü” ve “gülücük” atma kısmından öteye geçemezler.

****

Yetersiz il başkanları için de söylenebilecek o kadar çok şey var ki, saymakla bitmez.

Elindeki gücün farkında olmadan el aleme “maskara” olurlar.

Ellerinin altından “belge-bilgi” uçurulur haberleri olmaz.

Etrafındaki“üç-beş” taklacının “şakşakçılığı” ile yetinirler.

Bunları daha çok çoğaltabiliriz.

Ama maalesef son dönemlerde “yetersiz” ve “yetkisiz” o kadar siyasi türedi ki, saymakla bitiremezsiniz.

Çünkü; yetersizliklerini fırsat bilen farklı odaklar da güzel bir şekilde onların yerini doldurup, şehirde ahkam kesmeyi görev bilirler.

Ne yazık ki istediklerini de elde ederler.

****

Bunları isimlendirmenin manası da yok.

Son yıllarda siyasi arenada yaşanan hadiseleri şöyle gözden geçirin ne demek istediğimi anlarsınız.

Sonuç olarak; adı üstünde “siyaset” siyasete giren her taklayı da bilecek, yeri geldiğinde susmayı, “görmedimduymadımkonuşmadım” da diyebilecek.

Ama yanlış zamanda susup, yanlış zamanda konuşmaya başladıkları için de “geçerli akçe” olmayı hiç bir zaman başaramazlar.

Oysa ki onlar için yeterli olan “kullanmaları gereken yetkileridir”

Farkında olsalar zaten sorun kalmayacak!