BİR bardak su ile iftarımızı açmak için sofrada dakikalarca sabırlı bir şekilde bekleyen bizler neden her şeyde aynı sabrı göstermiyoruz acaba.

Peşinen iğneyi kendimizi batırmak istiyorum.

Evde, işte, trafikte dahası her yerde insan neden bir anda hiddetleniyor durduk yere?...

Karşındaki yanlış yapsa da hiddetlenmemek bir erdem değil mi?..

Hele üsluplarımız…

Her durumda kendimizi yegâne çokbilmiş olarak gösterip, insanüstü bir üslupla karşımızdakini alt etmeye kalkışımız neden?

Evde, sokakta, TV başında, dahası her yerde aynı üslupla hükümranlık yapma çabamız neden?

Yılların eskitemediği sokaklardan geçerken acaba sormaz mıyız; bizden önce kimler geldi kimler geçti diye?

Düşünmez miyiz, biz de bir gün geçip gideceğiz bu diyardan diye?

Edebimizle yaşamak dururken, neden her alanda edebsizliği dizimizin üstüne kadar çekiyoruz.

Varoluşumuzun gurur kalesi değil mi bu edeb?!

***

Bu da nereden çıktı bu diyebilirsiniz.

Yıllar önce eski Atatürk Stadı’nda (şimdiki Forum Kayseri’nin olduğu yerde) taraftarların arasında maç izliyorum.

Maç Erciyesspor’undu, yanlış hatırlamıyorsam rakip de Konya Mobella’ydı…

Sahada Erciyesspor’lu bir futbolcu, hem de takımın beyni, hatalı bir pas verdi.

Bu hatayı birbirinin ardı sıra iki kez tekrarladı.

Önümüzdeki 40-50 yaşlarında bir futbol sever (!) de ağza alınmayacak küfürler savurmaya başladı

Hoppaaa”, dedik.  

Gerçekten oradaki birçoğunun yüzü kızardı havada savrulan küfürlerden.

Hayatımda böylesi yakası açılmadık küfürleri ilk defa duydum desem abartmış olmam.

Hizasında oturan yaşlı bir amaca da ayağa fırlayıp, aynı hiddetle tepki gösterdi ve ortalık karıştı.

Araya girenler iki tarafı da yatıştırdı.

Sonradan öğrendik ki, yaşlı adam sahada küfürü yiyen futbolcunun babasıymış… 

Tabi ki sonradan özürlenmeler vs. ama iş işten geçmişti…

Ben diyeyim futbol maçı, siz anlayın saha dışı…

“Ehli arifan meclisinde aradım ittim tâleb Her hüner makbuldür illâ illâ edeb”

***

Ve üç gün önce... 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar bir dizi temaslar için Kayseri’deydi.

Bir çok programa katıldı.

Önemli mesajlar verdi.

Bu mesajların ana fikri “Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ayrılmaz bir parça” olduğuydu.

Özellikle basın için organize edilen toplantıda verilen mesajlar da isabetli ve yerindeydi.

Ancak bu basın toplantısını “dikkatini çekenler için” gölgede bırakan nahoş ve nezaketten uzak bir hareket gölgeledi.  

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar konuşurken, tam da konuşmasının can alıcı noktasında AK Parti Kayseri Milletvekili İsmail Tamer’in “nezaket dışı” gülerek yüksek sesle yanındaki AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’a bir şeyler anlatması nezaketsizliğin en dibiydi.

Bu vekile sormak lazım; konuşan Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Ersin Tatar değil de, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmuş olsaydı bu nezaketsizliği yapabilir miydi? 

Yorum sizin!...