NE güzel demiş değil mi atalarımız; ‘Kılavuzu karga olanın burnu pislikten kurtulmaz’ diye.
Şüphesiz ki görmüş geçirmiş ve yaşanılmış bir hikayenin ardından böyle bir söz ortaya çıkmış.
Atalarımız dersini çıkarmış çıkarmasına ama, biz torunları hâlâ ahmaklıkta birbirimizle yarışıyoruz.
Hele bazılarımız var ki, tescillenecek cinsten. Ver diplomasını çerçeveletsin assın duvara.
‘YÜZ YILIN AHMAĞI’ diyerek.
Hayır; Bir şeyleri başarabilmek için birinin liderliğine, kılavuzluğuna ihtiyaç duymayı geçtim – çünkü bunu en iyi ihtimalle insani bir ihtiyaç olarak görüyorum- bir insanoğlu bu kadar mı kör olabilir.
Zira kılavuz olarak gördüğü kişiyi hiç mi eleyip tartmaz?
Bir insan bu kadar mı yalnız olabilir?
Bir insan bu kadar mı dostsuz arkadaşsız ahbapsız kalabilir?
Bir insan ömrü hayatında hiç mi bir başarıya imza atamaz?
Bir insan hep mi haklıdır da karşısında ki herkes haksızdır? ….diye hiç mi sormaz kendine de, zaten varla yok arasındaki “akılcığını bu kadar kullanıma sunar.”
Bir insan körlükte bu kadar mı çığır açar?
Ahmaklıkta bu kadar mı nirvanaya çıkar?
Çıkıyormuş meğer değerli okurlar.
Zira görüyoruz, endişeyle izliyoruz.
Sözüm kılavuzlara değildir.
Onlar zaten bir garip mübtezellerdir.
Sözüm kargayı kılavuz eden müridlerdir.
İyi düşünün.
Sorgulayın.
Kendiniz olun.
İçinizde biraz ‘kendiniz’ kaldıysa sarılın ona.
Beyninizi daha fazla yıkatmayın.
Zira bir mankurttan farkınız kalmaz.
Benden demesi.
***
Küçük tavsiyeler.
İki akıl bir fikir etmeden önce iyi düşünün.
Çevireceğiniz senaryoları iyi ayarlayın.
Adımlarınızı atmadan önce sağlamasını yapın Ki, Sizden üç adım önde olanlar var…
Bilin istedim.
***
Kayseri yerelinde de son dönemlerde akıl almaz hadiseler yaşanıyor.
Birileri birilerini yeme telaşına düşmüş.
En önemlisi de “üstüne vazife” olmayanların ön ayak olma çabası da ayrı bir dert.
Ne demiş atalarımız; “el mi yaman, bey mi yaman”, bekleyip göreceğiz.