SÖZLÜKLERDE ‘haddini bilmek’ bilgi seviyesinin ve gücünün ne ölçüde olduğunu bilip ona göre davranmak, kendisine uygun olanın veya yapabileceğinin ötesine geçmemek, ‘haddini bilmez’ ise bilgi seviyesinin gerektirdiği şekilde davranmayan, küstah olarak açıklanıyor.
Türk ressam ve yazar, Malik Aksel, bir yazısında haddini bilmezi; “Aklı ersin ermesin her şeye karışır, büyükler yanında türlü pot kırar, haddini bilmez, budala, şaşkın bir adam” olarak tarif ediyor.
Son zamanlarda neredeyse hemen her yerde karşımıza haddini bilmez insanlar çıkmakta.
Bu haddini bilmezlerden kaçınmak, mümkün değil gibi.
Çünkü; toplum içinde o kadar çoğaldılar ki, hemen her gece televizyonlarda, sosyal hayatta bir veya birkaç haddini bilmezle karşı karşıya kalmamız an meselesi.
Bu sonuç eğitim sistemimizin yarattığı bir zaaf, çok uzun süredir eğitim adı altında öğretim yapmaya çalışıyoruz, bu nedenle neyi bilip neyi bilmediğinin farkında olmayan bir topluma dönüşüverdik.
Eskilerin tabiri ile çoğunluğumuz had hudut tanımıyor.
Bazı zamanlar yüz yüze geldiğiniz veya televizyonlarda karşı karşıya kaldığınız birilerine bakıp da, “Bu adam, bu sığlıkla nasıl olmuş da buralara kadar gelmiş” diye düşündüğünüz hiç olmadı mı?
Ya da iş yerinizde sizinle aynı ya da daha üst aşamada bir görevde olan bazıları, sizde büyük bir şaşkınlık uyandırmadı mı?
Onlara bakıp, “Bu kadar cahillik nasıl olabilir, bu haddini bilmezlik nasıl olup da fark edilmez?” diye iç geçirmediniz mi?
Elbette hepimiz içimizden bu ve buna benzer şeyler düşünmüşüzdür.
Maalesef günlük hayatımızda bu tür haddini bilmeyen insanlarla çok karşılaşıyoruz.
Etine, buduna, bilgisine, birikimine bakmadan kendini “allame-i cihan” sanan o kadar densiz türedi ki toplumumuzda.
Bunların önüne geçmek artık imkansız bir hale geldi.
Aslında en önemli nokta ise ‘eksiler’ kariyer ve mesleğinde yükselme açısından hızla ‘artıya’ dönüşmekte ve sonuçta haddini bilmezler, bilsin bilmesin her işe talip olanlar her zaman her yerde hızla yükselmektedirler.
Bu arada gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar fazla alçak gönüllü davranarak arka planda kalmakta, kıymetlerinin bilinmesini beklemektedirler.
Bu doğru mu, bir yere kadar.
Ama haddini bilmeyenlerin aksine, bilgili ve yetenekli insanların da her ortamda daha cesur davranıp, meydanı boş bırakmamaları gerekmektedir.
Yoksa böyle gelmiş böyle gidecek.