ÇOCUK istismarının, çocuk cinayetlerinin yeniden gündeme geldiği ülkemizde her kesimden “İdam cezası geri gelsin” söylemleri ortaya çıkmaya başladı.

Bu söylem uzun yıllardır hep gündeme gelir, bir süre konuşulur sonra unutulur.

Taa ki başka bir olay ortaya çıkana kadar.

rtaya çıkana kadar. Şimdilerde Türkiye’nin bir çok bölgesinde “çocuklara, bebeklere” yapılan vahşi saldırılar ortaya çıkmaya başladı.

Türkiye’nin göbeğinde yani Ankara’da, Ağrı’da benzer olaylar var. 

Öyle ki bu olaylar, saldırılar o kadar çirkin, o kadar kabuledilemez bir hal aldı ki toplumda infial yaratacak cinsten.

Bu da beraberinde İdam cezasının yeniden uyguylanmsı hususunda toplumun baskısının artamasına neden oldu.

Dinimiz İslam’da bununla ilgili neler diyor şöyle bir bakalım; 

Kısas... 

Cinayette ödeşmek. Bir suç işleyenin aynı cinsten bir ceza ile cezalandırılması. Öldürme veya yaralamada, suçluya aynı şeyin yapılması. Kasten adam öldürene veya yaralayana İslâm hukukunun uyguladığı ceza.

Bir İslâm hukuku terimi olarak kısas; ferdin hakkı olarak yerine getirilmesi gereken, âyet ve hadislerde miktarı belirlenen ve suçlunun bedenine yönelik bulunan cezayı ifade eder. Kesmek anlamına gelen “Kass” kökünden alınmıştır. 

Kısas cezasını gerektiren suçlar;

Kasten adam öldürme ile bazı kasten yaralama ve sakat bırakma eylemlerini kapsamına alır.

Kısas cezası Kitap ve Sünnet delillerine dayanır. Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyurulur:

“Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hür hür ile; köle köle ile, kadın kadın ile kısâs olunur. Öldürülenin velisi tarafından, öldüren lehine bir şey affolunursa (diyet için) yapılacak uygulama örfe göre normal olmalı ve en iyi bir şekilde ona ödenmelidir. Bu size Rabbınızdan bir kolaylık ve rahmettir. Artık bu hükümden sonra kim haddi aşarsa ona acı bir azap vardır. Sizin için kısasta hayat vardır, ey tam akıllı insanlar” (el-Bakara, 2/178-179).

Sonuç olarak; günümüzde her gün yeni acı olaylarla karşılaşıyoruz.

İşlenen suçlara karşılık alınan cezalar yeterli mi, yetersiz mi bilemiyorum ama; dinimizin emrettiği gibi “kısasa kısas hakim kılınmadığı” sürece bu tür acı olayları tekrar tekrar yaşamış oluruz.