Rahmetli Terzi Mahir Solak Ustanın  Ardından


   9 Mart 2025 tarihinde sevdiğim, saydığım, görüşlerine değer verdiğim, kişiliğimin gelişmesinde önemli bir yeri olan bir büyük insanın ölüm haberini aldım, sarsıldım. Doğruluğu, dürüstlüğü ve yaptığı işin kalitesi ile ün yapmış nadir ustalardandı Mahir Usta. O da ustalığı Develi’nin gelmiş geçmiş en ünlü terzisi Mustafa Remzi Dedemen’den öğrenmişti.

Kardeşi Hikmet’le birlikte Melek Girmez Çarşısında mütevazı bir dükkânları vardı. Lise ikinci sınıftaydım, babam Almanya’ya gitmişti, evin en büyük erkeği bendim, evin idaresini ben üstlenmiştim, ama ne yapacağımı bilemiyordum. Her gün okuldan kalan zamanlarda Mahir ağabeyinin dükkânına gidiyordum. Ağabeyi kardeş gibi saatlerce sohbet ediyorduk. 


     Kıl telayı işlerken ve prova yaparken ellerine bakar, inanın çok duygulanırdım. Ne mutluydu bana; derin bir kültür birikimine sahip dünyanın en doğru, dürüst, iyi insanından hayat dersi alıyordum. Onu kendime örnek olarak seçmiştim, artık onun gibi davranmaya, onun düşünmeye başlamıştım. İyi ve güzel olan ne varsa ben ondan öğrendim.


      Terzilik mesleğinde uzmanlaşmak kolay bir iş değildir. Bu işte ilerlemenin bir geleneği vardır. Belli aşamalardan sonra terzilik mesleği icra edilmeye başlanır. Terzilik mesleğinde ustalığa giden yolda ilkönce iğne çekmeden başlanır. Tırnak ve elin alışması için bir hafta boş bir beze iğne çekildiğini, sonra orta parmak bağlanarak iğne çekildiğini, bu işlemlerden sonra makinaya oturulduğunu ve ufak ufak pantolon, ceket gibi el işlerine başlanıp en sonunda kesim yapıldığını da öğrenmiştim, ama terzilik sabır isteyen bir işti bana göre değildi. 


     Mahir ağabeyi terzilikte klapa (yaka), ıspala (omuz), kavadora (ceketin üst kesimi) gibi Fransızca terimleri sıkça kullanırdı. Günümüzde overlok makinasının yaptığı işin Mahir usta elle yapardı. Nasıl kendini böyle yetiştirmişti, şaşar da kalırdım.


     Son zamanlarda özel dikim müşterileri seyrekleşmeye başlamış, konfeksiyon ve makineleşme terzilik mesleğinin sonunu getirmeye başlamıştı, artık o çok sevdiğini mesleğini bırakacağını sanıyordum.

Develi’den ayrılmıştım seneler sonra döndüğümde o terzilik mesleğini yapmaya hala devam ediyordu. 
    Mahir usta, 14 yaşında Mustafa Dedemen’in terzi dükkânında çırak olarak çalışmaya başlamış. Birkaç yıl sonra aynı dükkânda kardeşi Hikmet Solak da çırak olarak başlamıştı.

Anlatarak, "5 yıl ücret almadan çıraklık yaptık. Sadece aldığımız bahşişler bizim maaşımız oluyordu.” derdi Mahir usta. 
     İki kardeş 11 yıl sonra kendi dükkânlarını açmışlar. 60 yıl aynı dükkânda omuz omuza çalışarak, geçimlerini sağladılar. İki kardeş, ilerleyen yaşlarına rağmen sabahın erken saatinde açtıkları dükkânda geç saatlere kadar çalışarak, mesleklerini yaşatmaya çalışıyorlardı.


     Hikmet ağabeyi, "Bu mesleğe ağabeyimin yanında başladım. Okula gidemediğim için bu işi öğrendim. Askerden geldikten sonra ağabeyim de ustasından ayrılmıştı ve birlik olup bu dükkânı açtık. Ağabeyimle çalışmak çok güzel bir duygu. Birbirimize karşı hep saygılı olduk. O bana tarifini verdi. O bana sorduysa ben de bildiklerimi söyledim. Ben ve ağabeyim güzel yıllar geçirdik, bugünlere geldik" derdi.


     Esnaflıkta ve ticarette belli kuralları içinde barındıran Ahilik geleneğinin yaşatılması için her yıl düzenlenen Ahilik kutlamaları kapsamında, 'Türkiye'de Yılın Ahisi' unvanına 2013 yılında Mahir Ustayı layık görmüşler. O bunu çoktan hak etmişti. 


     Mahir ağabeyi, çıraklık, kalfalık ve ortaklık dönemlerinde ustasıyla arasında hiçbir şekilde tartışma yaşamamış, birbirlerine hiçbir kırıcı kelime kullanmadıklarını vurgulayan ve vefat eden ustasına Allah'tan rahmet dileyen Mahir usta, ''Ustamın gününde konfeksiyon (hazır giyim) yoktu. Erkek ve kadın işi çoktu. Sonra ayrıldık. Ayrılırken ustam kadın işini devraldı, erkek işini de bana verdi. Ben işimi halen sürdürüyorum'' dedi.


      Mahir usta, yaptığı işin ustalık ve emek gerektirdiğini ifade ederek, ''Konfeksiyon bize uymaz. Konfeksiyonda genellikle ithal kumaş kullanılıyor. Bizimki Altınyıldız, birinci sınıf kumaş. Ayrıca elbise yapımında kumaşın arasına tela kullanırız. Elbisenin su basmanı teladır. Tela, işçilik ve ustalık ister. Konfeksiyonda bu yok'' diye konuşurdu.


      Vatandaşların zaman zaman konfeksiyon (hazır giyim) ürünü takım elbiseleri onarmak için kendisine getirdiğini belirten Mahir ağabeyi, ''Görüyorum ki, konfeksiyonda yapılan elbiselerin içinde bez var, ilaçla yapıştırmışlar. Konfeksiyon ucuz, kumaşı da engin ama bizim işimiz farklı. Kullandığımız kumaş pahalı. Bizim işimizde emek var, kalite farkı var. Ismarlama elbisede ve konfeksiyonda bu tipler aynı ancak işçilik, ustalık ve kalite farkı var'' ifadelerini kullandı.


      Son zamanlarda karşılaştığımızda; “Hollanda’dan, Almanya'dan ve Fransa'dan gelen gurbetçilerin, köylerden gelen tanıdıklarının, bazı esnaf arkadaşlarının, hazır giyim ürünü istemeyenlerin gelip kendisine sipariş verdiklerini, böylelikle mesleğini devam ettirdiğini söylerdi Mahir ağabeyi. Her müşterisini memnun etmeye gayret gösterdiğini, şimdiye kadar da hiç şikâyet almadığını” söyledi.


      Ahilik, üstün bir ahlak, mesleki tecrübe ve esnaflık kurallarına uygunluk gerektirir. Mahir ağabeyi gerçekten esnaflığın ilk başta samimiyet gerektirdiğini kaydeder: “Hangi meslek sahibi olursa olsun, hangi esnaf olursa olsun, evvela başta samimiyet gelir, sevgi ve saygı gelir. Sonra iş gelir'' dedi.
     Mahir usta, işi bırakmayı, köşesine çekilmeyi hiç düşünmedi; ''Dükkân benim kendi mülküm. Bir pazar günü geliyor, evde ne yapacağımı şaşırıyorum. Yine kalkıp dükkâna geliyorum. Ömrüm ve sağlığım el verdiği sürece çalışmaya devam edeceğim. İşimiz var, eşimiz, dostumuz var, sağlığım oldukça buraya gelip çalışacağım'' dedi. Gerçektendi öyle yaptı.


      Bu dünyadan gelip geçen insanlar arasında tanıdım en doğru, düzgün adam gibi bir adamdı. Mekânı Cennet olsun. Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsın. 
 İsmail Samur
Emekli Öğretmen