Bir Anadolu Çocuğunun Kur’an Kursu Anıları
Taşçıoğlu Hafız Okulu(1955-1957)
Prof. Dr. M. Kemal Atik
Âşık Seyrani anısına 16.06.2025 Tarihi’nde Ahmet İslamoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde düzenlenen Türkiye geneli resmi ortaöğretim kurumları arası şiir yazma yarışması ödül töreninde değerli hocamın bana imzalayarak armağan ettiği kitabı için çok teşekkür ederim. Elime alıp bırakamadan bir çırpıda merakla ve heyecanla okudum. Çocukluk anıları bu kitapta var. Babasının mücadelesi, özverisi ve dirayeti bir evladı nerelere getiriyor, onu gördüm. Ayrıca hocamın sabrı ve gayreti takdire şayan. Kemal ağabeyimi bu güzel akıcı eserinden dolayı kutluyor, kitaplarının devamını bekliyorum. Çünkü söz uçar yazı kalır. Hatıratlar; yöremizi, geçmişimizi ve kimliğimizi gelecek nesillere taşıyarak ölümsüzleşirler.
Kitaptan Notlar:
Anı istikbale taşınan mazidir. Belleğim bana ona güvendiğim sürece yardım eder. (J.J. Rousseau)
Anılarımı yazarak geleceğe bir iz bırakmak gibi düşüncem yoktu ve bu nedenle de hatıralarımın benimle birlikte dar-ı bekaya gitmesini düşünüyordum. Fakat kadim dostum ve meslektaşım değerli bilim adamı Prof. Dr. Celal Kırca, yaptığı yönlendirmelerle bu düşüncemin değişmesine vesile oldu. Ona göre her insanın yaşadıkları biricikti ve bunu da geleceğe taşımalıydı. Zira yazılar her anı, geleceğe yön veren ve ışık tutan bir misyona sahipti. Batı’da bunun sayısız örnekleri vardı, bizde ise çok azdı. Olanlar da yetersizdi. Bu nedenle anılarımın benimle birlikte ahiret âlemine gitmemesini ve gelecek nesillerin bundan mahrum kalmamasını istiyordum. Bu düşüncenin de etkisiyle olacak ki anılarımı yazmaya karar verdim.
Bunun içinde hayatımın belli dönmelerini ayrı ayrı ele alarak yazmayı düşündün ve uyguladım. İlk bitirdiğim ve yayınladığım anım , “Bir Çerkez Köyü Methiye ve Ademey Hafız Efendi” ismini taşıyordu. Bunun davamı da “Kayseri Taşçıoğlu Hafız Okulu” oldu. Daha sonra sıra “ Azerbaycan ve Kazakistan’a gelecek.
Bilindiği gibi anılar, yaşanmış hayat hikâyeleridir ve herkesin de kendine özgü bir hayat hikâyeleri ile kısmen benzerlik gösterse de diğerlerinden farklı yönleri bulunmaktadır ve kendince biriciktir. Dolayısıyla zihnimin bir köşesinde ve derinliklerinde saklı olan hatıralarım, dost sohbetlerinde zaman zaman gün yüzüne çıkan hikâyelerden ibaret iken şimdi derli toplu bir kitap haline geldiği için de ayrıca bir mutluluk hissediyorum.
İnsanlar yaşlandıkça değil yaşadıkça tecrübe kazanırlar. Bu nedenle anılara “hayat tecrübesi” de deniliyor. Dolayısıyla her tecrübenin geleceğe aktarılması ve kültür hazinelerimizin arasında yer alması, büyük önem arz ediyor. Şayet biz, bu tecrübeleri yazarak gelecek nesillere aktarmaz isek görevimizi tam olarak yapmamış ve onlara ibret alacakları bilgileri de sunmamış oluruz. Zira yaşanmışlıkların duyguları, düşünceleri, zaafları, hataları, olumlu veya olumsuz tutum ve davranışları da yer alır. Bu da anıların yaşandığı dönemin daha iyi bilmesine anlaşılmasına önemli katkılar sunar.
Taşçıoğlu Hafız Okulu(1055-1957)
Taşçıoğlu Hafız Okulunda kaldığım yıllarda, fazilet ve dürüstlüğü ile halkın büyük teveccühüne mazhar olmuş hocalarım Hafız Mümin Akan (Hasbekli) ile Hafız Hasan Bulduk’un öğrencisi olma onurunu yaşadım. Bunların din ve dünya görüşlerini, eğitim ve öğretim metotlarını, bizzat yaşadığım ve öğrendiğim bilgileri yazıya geçirmeye çalıştım. Hocalarımı Rahmet anıyorum. Ruhları şad olsun,
Hayatın hikâyesini yazmak için öncelikle yaşamış olmak gerekir; yani bu yazdıklarım, benim hikâyemdir. Sadece benim değil benden başka aynı hayatı yaşayan pek çok insan var; onlarında hikâyesidir. Ömrümün baharında tüm yeteneğimi küçük yaşımda hafızlık yolunda kullanırken anne şefkatiyle ruhuma güzellik katan, sevgisini bir ömür yüreğimde taşıdığım annem Hatice Atik’e, ilim yolunda eğitimimi sürdürmeyi isteyen, akademik düzeyde çalışmalarımı sürdürmemi ahir ömrüne kadar telkin eden, dehasının inceliği ve ruhumdaki iyiliği ile örnek olan babam H. Ali Atik’i rahmet ve minnetle anıyorum…
Beni bu işe özendiren, görüş ve yol göstericiliğiyle desteğini esirgemeyen kitabın tashihinde emeği geçen Mehmet Altıparmak’a, İlyas Han Şahin’e, Ahmet Kozanoğlun’a, Mikail Karaköse’ye, Mehmet Yurtlu’ya, eserimin yayımlanmasında maddi ve manevi desteğini gördüğüm aziz kardeşim işadamı Yusuf Sönmez’e kalbi şükranlarımı sunuyorum…
* Çok bilenler konuşmaz, çok konuşanlar bilmez. (Lao Tzu)
* Hep iyiden önce kötüyü görmek katı yürekli kişilere has. Bütün büyük işler sebatkâr bir sabırla başarılmıştır. Karşısına çıkan engeller ne türden oluşa olsun gerçeği görmeye yetecek anlayış gücüne sahip olanlar, başkalarının değil kendisinin sesi ve kendi kendine verdiği karardır. Her mutluluk bir çaba gerektirir. Asude olan dersem gelme cihana. Meydana düşen kurtulamaz seng-i kazadan. (Ziya Paşa)
*Hayatın farklı olayları, insan duyguları kadar değişkendir. (M. Shelley)
-İnsanın acı duyarak, zorlanarak öğrendiği bilgi, sağlam yer edinir kendinde. (M. Gorki)
* İnsanların kural tanımazlığı yüzünden dünyanın en makul olmayan şeyi en makul olana dönüşür. (Pascal)
* Hiçbir insan kendi başına hata yapamaz, her insan aynı zamanda başkasının nedeni ve kaynağı olur. (Seneca)
* Ülkeyi yönetirken iyi, adil ve lütufkâr olmalısın. Konuştuğun zaman dürüst ve sadık olmalısın. Doğru ve liyakatli insanlarla bir olmalısın. Kendine değer verdiğin kadar halkına da değer vermelisin. Kendini sevdiğin kadar ülkeni de sevmelisin. (Lao –Tzu)
Bu naçiz çalışmamı tamamlamayı lütfeden, her şeyin aslını, doğrusunu en iyi bilen Mutlak Varlık hâkim, mutlak güzellik ve iyiliğin kaynağı olan Yüce Allah’a hamdü sena ediyorum. Tevfik ve hidayetin O’ndan olduğuna inanıyorum.
Prof. Dr. Kemal Atik / Mart 2025/Kayseri