Asıl adı Muhammed Celâleddin olan Mevlâna Celâleddîn-i Rûmî, 30 Eylül 1207 yılında, bugün Afganistan sınırları içerisinde bulunan Belh şehrinde doğmuştur. Babası, Sultânü’l-Ulemâ (Âlimler Sultanı) unvanına sahip olan Muhammed Bahâeddin Veled, annesi Mümine Hatun’dur.
Konya’da gezilecek yerler listesinin ilk sırasında şüphesiz Mevlana Müzesi bulunur. Hz. Mevlana’nın türbesinin yer aldığı bu müze, sadece Konya’nın değil, Türkiye’nin de en çok ziyaret edilen kültürel noktalarından biridir. Yeşil kubbesiyle simgeleşmiş yapı, Mevlevilik felsefesini anlamak ve Mevlana'nın öğretilerini hissetmek isteyenler için eşsiz bir atmosfer sunar.

Mevlana der ki; kimseyi ruhunla kucaklaştırmaya zorlama, sevgi din gibidir, onda da zorlama yoktur. Dünya’ya gönül verenin gönlü dertten kurtulmaz. Dünya bir gölgedir; peşinden koşan yorulur, yüz çeviren huzur bulur. Dostlar birbirlerinin gönlünden geçenleri bilmezlerse gerçek dost olamazlar.
Kibirli insan kendi gölgesini dev aynasında görür. Nefsini put yapan kişi yalnızca kendisine secde eder.
Üzülme! Bugün varlığını hiçe sayanlar, gün gelir gölgeni bile ararlar. Derdimi seviyorum; Çünkü biliyorum ki derdi veren de beni seviyor. Seven gönlün tok olur, sevdiğinin nazını ölçüyor, sevilen çekmesinde neylesin.
Sen verdikçe dost görünen çok olur, iste de gör hepsi birden yok olur. Sen kendi kendine yetmeyi öğren, tüm dünyanın malına gönlün tok olur.
Kimseyi kırma, çünkü o kişinin son duası senin kaderin olabilir. Nice insanlar gördüm, üstü atlas, içi pas.
Aşka uçma kanatların yanar.( Sadi Şirazi)
Aşka uçmadıktan sonra kanatların neye yanar.(Mevlana).
Aşka uçtuktan sonra kanatlarını kim arar ( Yunus Emre)
Ağaç gibi ol, bırak ölü yapraklar düşsün.
Sorsan bana kaç kere aklıma geldiğini “ bir kere” derim zira geldin ama hiç gitmedin.
Utanma duygusunu yitirenin sözü de, yüzü de, kararmıştır.
Ne yaparsan yap, nasıl yaşarsan yaşa ama gülebilmek için birini ağlatma ve çıkarların için hiç kimseyi satma. Kötülerle dost olma ki kötülük sana da sirayet etmesin.

Kötü kişiyle arkadaşlık ateşle oyuna benzer ya elini yakar ya elbiseni.
Kalp denizdir, dil kıyı, denizin içinde ne varsa kıyıya o vurur.
Bir adım edepsizce atarsın, yüz yıl secde etsen faydasızdır.
Aklın yoksa yandın, ahlakın yoksa herkes yandı.
Güzel ahlak, ruhun süsüdür. Sözün değil, özün güzel olsun.
Sözünü herkes anlıyorsa eksik söylüyorsun demektir.
Sen neye layıksan o sana yönelir. Diken, gülü incitemez.
Yılanla dost olursan sokulmaya, şeytanla oturursan aldatılmaya hazır ol.
Bir testinin içinde ne varsa dışına o sızar. İçinde sevgi varsa sevgi, kin varsa kin.
Sen gönlünü ferah tut, ne mutsuz edip gülen, nede aldığı ahları ödemeden ölen yok bu hayat ta.
Dıştaki kibir, içteki fakirliğin eseridir.
Yürek yorulunca ter gözden akar.
İnsanın hammaddesi topraktır. Ama fazla sulandı mı çamurlaşır.
Kötü huy paslı demir gibidir, suyla parlatılmaz ama ateşle arınır.
Bir delil ile kırk âlimi yendim. Kırk delil ile bir cahili yenemedim.
Yola çıkarken evden hiç ayrılmamışlardan akıl alma.
Yol arkadaşın akılsızsa, yol ne kadar doğru olsa da seni felakete götürür.
Altın ateşle saflaşır, insan ise musibetle.
Ey gönül; söz taşıyanın dostluğu olmaz. Sırrı yayanın güveni kalmaz. Kötü zanda bulunanın kalbi karanlıktır.
Sorsan bana kaç kere aklıma geldiğini Bir kere derim zira geldin ama hiç gitmedin.
Gafil, padişahın mektubunu alır zarfına bakar. Oysa maksat içindeki sözdedir.
Karanlıkta görebilmek marifet değil, karanlığa rağmen ışık olabilmek erdemdir.
Kendi gönlünü arıtmadan başkasını suçlama, çünkü dünya senin aynandır. Sende ne varsa onda da o görünür.
Öyle bir yerdeyim ki, ne gitmesi mümkün nede kalması, vazgeçmekle direnmek arasında akla karanın tam ortasındayım, kaybetmenin arifesinde, zor bir hayat eşiğindeyim. Kalsam da canım yanacak, gitsem hayatım.
Küfür etmeyi samimiyet, kazık atmayı akıllılık, nezaketi zayıflık, iyi niyeti enayilik, yüzsüzlüğü özgüven, mütevazılığı aptallık, sananlar var. İnsan olmak bu kadar zorlaştı. Ey dost! Gönlün neye meyilliyse senin kıblen odur.
Ey dost! Ne ekersen onu biçersin. Bu yüzden gönlüne güzellik ekle ki vaktinde güzellik biçesin.
Ey dost! Olgun meyve sabırla olur. Acele eden ham meyvenin ekşiliğine katlanır.
Ey dost! Menfaat için dostluk kurma. Menfaat biter, dostluk da biter. Hakikat için dost ol ki dostluğun sonsuz olsun.
Her zevki sefa bir anlıktır. Nefret ve kinin ertesi pişmanlıktır, Her canlıya vardır ölüm. İnsan ölür ama ölmeyen insanlıktır.
Gönül bir denizdir. N e kadar temiz tutarsan o kadar inci verir.
Kötü insan başkasının kusurunu ararken kendi ayıbını unutur.
İnsan gönlü kadar insandır. Gönlü dar olanın dünyası da dardır.
Kötülerin ateşine odun taşıma. Kendi gönül bahçeni sulamaya bak.
Doğruluk gemidir, seni kurtuluşa götürür. Eğrilik dalgadır seni boğar.
Kapalı kapı yoktur. Yanlış anahtar vardır.
Hakkın hatırı bütün hatırlardan üstündür. Dünyalık menfaat için hakkı terk etme.
Ey gönül! Seni sen yapan sevgindir. Sevgiyi yitirdin mi kendini de yitirirsin.
İnsanı yere düşüren başkasının yükü değil, kendi zaafıdır.
Yılanla dost olursan sokulmaya, şeytanla oturursan aldatılmaya hazır ol.
Hayâ ve edep insanın ziynetidir. Onsuz olan ne kadar süslenirse süslensin çıplaktır.
Eğri yolda koşan varacağı yere ulaşsa bile, kazandığı şey hüsrandır.
Yüzde ısrar etme, doksanda olur. İnsan dediğinde, noksan da olur. Sakın büyüklenme, elde neler var. Bir ben varım deme, yoksan da olur Hatasız kul arayan dostane da olur.
Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol. Şefkat ve merhamette güneş gibi ol. Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol. Tevazu ve alçak gönüllükte toprak gibi ol. Hoşgörülükte deniz gibi ol. Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.
Gel, ne olursan ol yine gel. İster kâfir, ister Mecusi, ister puta tapan ol gel. Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir. Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel.
(Hz. Mevlana)
