Türkiye Milli Takımı Avrupa'nın en iyi 8 takımı arasına girince ve millî sporcumuz Merih Demiral "Bozkurt işareti" yapınca Avrupa'nın, "Eyvah, Türkler geliyor" sendromu yeniden hortladı.

Söz konusu "Türkiye Milli Takımı" olunca tek yürek oluyoruz. Ama birileri özellikle 2016'dan beri her olayı çarpıtıp milleti bölme peşine düşüyor.

Bozkurt işareti siyasi mânâda MHP'nin uhdesinde olsa da bu işaretin kadim tarihimizden geldiği aşikar; Bozkurt, Türeyiş gibi destanlarımız çok eskidir ve ortak kültür mirasımızdır.

Kaldı ki hiç kimseye "Haydi sen de illa Bozkurt işareti yap" diye zorlama yok, olamaz da.

 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bozkurt tartışmalarında eski Amedsporlu Deniz Naki'yi hatırlatarak, "İşaret konusunda özgürlükçü olmak lazım, sıkıntı yok. Biz hep öyleydik; ama bundan birkaç yıl önce bir genç sporcumuz 'zafer işareti' yapınca, bugün bu işaretin özgürlüğünü savunanlar tarafından linç edilmişti. Onları kendi tutarlılıkları açısından kendilerini sorgulamaya davet etmek lazım" dedi.

Haydi gelin, Özgür Bey’in “genç sporcusuna” bir bakalım.

İŞTE ÖZGÜR BEY'İN "GENCİMİZ" DEDİĞİ DENİZ NAKİ:

*2021-2023 arasında Almanya Savcılığı tarafından uyuşturucu ticareti, organize suç örgütü kurmak, şantaj sebebiyle iki yıl tutuklu kalmış. (Almanya'da hukuk yok diyen var mıdır acaba?)

 

*Yine Almanya Savcılığı; “Bahoz adlı YPG/PKK eksenli suç örgütüyle bağlantılı” demiş.

*Ocak 2018'de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Afrin'deki Zeytin Dalı Operasyonu'na karşı Almanya Köln'de 26 Ocak'ta yapılan mitinge katılım çağrısı yapmış.

*Bu çağrıdan dolayı TFF tarafından 3 yıl, 6 ay müsabakalardan men cezası almış. Yani "zafer işareti" yaptığı için ceza almamış.

 

*Mart 2018'de Cenevre BM Binası önünde TSK'ya karşı eylem gerçekleştirmiş.

 

İşte CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "genç sporcumuz" diye bahsettiği ve Milli Sporcu, gururumuz Merih Demiral'ın karşısına örnek diye koyduğu kişi bu!

"ALGI YÖNETİMİ"

FETÖ firarisi Tuncay Opçin, Ayşe Ateş'in açıklamalarını alıntılayarak; "MHP ve Ülkü Ocakları suç örgütüdür" yazmış.

Sinan Ateş cinayeti üzerinden "MHP'yi kriminalize etmek" isteyenlerin kim olduğu tam da gözümüzün önünde cereyan ediyor.

Özgür Özel ise çağrı yaparak, MHP Genel Başkan Yardımcılarının dokunulmazlığının kalkmasından bahsediyor.

Özel, duruşmada Ayşe Ateş’in ifadesiyle mahkemede dillendirilen MHP’li iki isme ‘Gidin aklanın’ çağrısında bulundu. Özel, ”Ben Ulvi Bey ve Semih Bey için siz bu cinayeti azmettirdiniz diyemem. Size yakışan dokunulmazlığının kaldırılmasını kendiniz talep edin ve gidin aklanın. Ben onları suçlamıyorum, ben onları aklanmaya davet ediyorum. Bu iki kişinin dokunulmazlığı kaldırılmalı, yargılanmalılar” dedi.

 

Aslında Özgür Bey, MHP Genel Başkan Yardımcıları olan İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın’ı göz göre göre “zan altında” bırakıyor.

Sayın Özel siz bu güne dek "PKK sizi tükürüğü ile boğar" diyenlerin dokunulmazlığı kalksın dediniz mi?

PKK’ya sırtını yaslayan HDP’lilerin dokunulmazlık fezlekelerine “evet” dediniz mi? Demediniz.

Demediğiniz gibi üstüne bir de Van'a "destek heyeti" gönderdiniz.

“TSK kimyasal kullanıyor” diye iftira atanlarla boy boy fotoğraflar verdiniz.

“Türkiye Doğu’da işgalcidir” diyen sözde operacının elini öptünüz.

“Çocukları dağa göndermekten” hüküm giyen eski Hakkari Belediye Başkanı’na destek heyeti gönderip  “Kayyum atamaya karşıyız” dediniz.

Mahkeme, "Sinan Ateş'i X şahıslar öldürmüş" dese ve MHP'li hiç kimsenin olayla ilgisi olmadığı anlaşılsa ne diyecekler?

“Mahkemeyi etkilediler, olayın üstünü örtüler” diyecekler değil mi?

 

Tarihe kara leke düşürmeye çalışacaklar.

MHP, kendisine karşı çıkan kimi öldürmüş?

Gerçekten büyük bir siyasi operasyon yapılıyor.

Haklının ve suçlunun kim olduğu elbette ortaya çıkacaktır.

SON SÖZ: Ben artık bu sürecin adına "normalleşme" falan denmesini samimi bulmuyorum? Bu sürecin adının "Parti genel başkanlarının görüşme süreci" olarak, yani "diyalog süreci" olarak adlandırılması daha doğru olacaktır. Özgür Özel'in "suç ortağı" ifadesi, Deniz Naki açıklaması ve Sinan Ateş sürecine negatif katılımı hiç normal değil!