EY! DOST
Ve bir genç şöyle dedi: “Bize arkadaşlıktan bahset!”
Ve o cevap verdi:
“Arkadaşınız, cevap bulan gereksinimlerinizdir.
O sevgiyle ektiğiniz ve şükranla biçtiğiniz tarlanızdır.
O sizin sofranız ve ocak başınızdır.
Çünkü ona açlığınızla gelir ve onda huzuru ararsınız.
Arkadaşınız sizinle içinden geldiği gibi konuştuğunda ne hayır demek zor gelir
Ne de evet demekten çekinirsiniz.
Ve o sessiz kaldığında, kalbiniz onun kalbini dinlemek için sessizleşir.
Çünkü arkadaşlıkta kelimeler susunca, tüm düşünceler, arzular ve beklentiler
Gürültüsüz bir sevinç içinde doğar ve paylaşılırlar.
Arkadaşınızdan ayrıldığınızda yas tutmazsınız
Çünkü onun en sevdiğiniz yanı, yokluğunda daha bir berraklık kazanır
Tıpkı bir dağın dağcıya, ovadan daha net görünmesi gibi...
Ve arkadaşlığınızda, ruhsal derinlik kazanmaktan başka bir amaç gütmeyin.
Çünkü salt kendi gizemini açığa vurmak peşinde olan sevgi değil, savrulmuş bir ağdır
Ve sadece yararsız olan yakalanır.
Ve arkadaşınıza kendinizi olduğunuz gibi sunun
Eğer dalgalarınızın cezrini bilecekse, meddini de bilmesine izin verin
Çünkü salt zaman öldürmek için bir arkadaş aramanızın bir anlamı olabilir mi?
Onu zamanı yaşatmak için arayın.
Çünkü o gereksiniminizi karşılamak içindir, boşluğunuzu doldurmak için değil.
Ve arkadaşlığın hoşluğunda,
Kahkahalar, paylaşılan hazlar olsun.
Çünkü küçük şeylerin şebneminde,
Yürek sabahını bulur ve tazelenir.”
Halil Cibran böyle der, arkadaşlık, dostluk için…
Dostluk, ne önemlidir. Hayatınızda sahip olduğunuz kaç tane gerçek dostunuz var? Her geçen gün dostluklar yerini çıkar ilişkilerine bırakıyor. Hâlbuki bir dostun ifade ettiği ya da dostluğun ifade ettiği cümleleri Cibran ne güzel ifade etmiş…
Kaç kişiyle yürekten konuşabilirsiniz? Ya da sessizliğinizde kaç kişi sizin sessizliğinizi anlayabilir.
Sizinle aynı gökyüzüne bakarken, aynı şeye gülüp, ağlayabilir. Ya da görünmeyen gözyaşlarınızı kaç kişi hissedebilir. Dostlar arasından görünmeyen kalpten kalbe bir yol ve sessiz kelimeler vardır. Olduğunuz gibi, yalınsınızdır dostunuzla.
Ağladığınız yüzünüzü saklamazsınız, gülüşünüzü de. Bir sevgidir dostluk, saygının kardeş olduğu, paylaşımdır.
Anlayış, hoşgörü, güven bir dostluğun anlamıdır. Onunla geçirdiğiniz zaman ruhunuzu dinlendirir.
Birbirinize bir şeyler katarsınız. Sabahı paylaşırsınız, güneşin doğuşu gibi. İçtiğiniz, yediğiniz, paylaştığınız her an hayatı kucaklamaktır aslında. Onunla olan zamanın, dinlediğiniz her kelimenin her harfini yazarsınız beyninize.
Dostluklarla geçirdiğiniz ömür bir hediyedir aslında. Dünyanın bu bitmek bilmeyen hırslarının yanında kalbinizi dolduran bir ferahlıktır, dostluklar.
Kaç kişi vardır ömrünüzde, gerçekten dost olabilen? Çıkarsız, beklentisiz. Zaman geçirmek için bir araya gelmezsiniz dostunuzla... Yanınızda olmasa da bilirsiniz; yanı başınızdadır. Dostluğun hiçbir maddi çıkarı yoktur.
Halil Cibran ne demiş:
“Sadece zaman öldürmek için arayacağınız biri nasıl bir dosttur ki?
Onu yaşanası saatleriniz için arayın.”
Evet, hayatın en kıymetli şeyi dostluklardır. Hayatta sahip olduğunuz en gerçek değer dostlarınızdır. Hayat akıp gidiyor, yaşam çok kısa. Ölümün yanı başınızda olduğu şu yaşlı dünyada en kıymetli dostlarınızın değerlerini unutmadan kıymetini bilerek yaşayın.
Dostlukların paylaşıldığı nice yaşamlara…
FACEBOOK YORUMLAR