Sen bana sevmekten bahsedemezsin…
Banyoya her girdiğinde sırf benim yıkandığım şampuan olduğunu bildiğin için dakikalarca kokladın mı bir şampuanı?
Üzerimden çıkarttığım çamaşırları birkaç hafta yıkamayı erteledin mi? Kokum gitmesin diye… Sonra onları alıp, beni düşünürken gözlerini kapatıp uzun uzun kokladın mı hiç? Yastığının altında sakladın mı peki onları?
Sonra benimle kahve içtiğin bir yere bensiz gittin mi? Ben gittim… Seninle oturduğumuz aynı yere oturup, içtiğimiz ne varsa tekrardan istedim. Oradan bir vakitte geçtiğini bildiğim için. Sen olduğun için…
Eline telefonunu alıp saatlerce fotoğrafıma baktın mı? Ben baktım. Hem de büyütüp, küçültüp…
Anı biriktirdin mi benim gibi? Ben her gittiğim yerden biriktirdim… Bana bıraktığın o çakmağı sadece senin yanında kullandım mesela. Diğer zamanlarda kaybederim korkusuyla. Senden aldığım o tek çöp sigarayı, sigarasızlıktan geberdiğim ne o akşamlarda ne de sabahlarda içmedim asla… İçtiğin biranın şişesi bile duruyor…
Sen gelip gittikten sonra kanepede oturduğun köşeye oturamadım. Hep yan tarafına oturdum. Belki gözümü açıp kapattığımda orada olursun diye…
Benimle beraberken geçtiğin herhangi bir şehrin herhangi bir yolundan tekrar geçerken için sızladı mı? Benim o postanenin önünden geçerken her gün sızlıyor…
Benim başka birine dokunabilme ihtimalimi getiriyor musun aklına?
Hiç benim gibi içip kaderine isyan ettin mi? Ben senin sesini dinleyip çok ettim…
Gece olduğunda, kendini çok yalnız hissettiğinde, bir telefon kadar yakın olduğunu bildiğin halde arayamadığın oldu mu? Oysa o anda en çok bana ihtiyacın olduğunu bildiğin halde… Ben bunu aylardır her hafta sonu yaşıyorum mesela!
Pazar günleri sadece iyi olduğumu anlamak için sürekli watsabıma baktın mı? Belki girmişimdir, çevrim içi olmuşumdur, ya da durumuma bir şey yazmışımdır diye… Ben senden bir hayat belirtisi alabilmek için sürekli yapıyorum bunu…
Benim gibi kendini bu kadar çaresiz hissetin mi? Böyle harflere, kelimelere ve bir gün bütün bunları okuyabilme ihtimaline umut bağladın mı sen?
Akşam olduğunda yatağına yattığında, yanında başka bir ses, başka bir nefes var iken hiç geçtim mi aklından?
Benim hayalime sarıldığın gecelerin, sabahların, rüyaların var mı hayatının bir köşesinde?
Çok mutsuz olduğunda, şu kocaman dünya ya kendini sığdıramadığında, isyan ettiğinde, ağladığında hiç benim varlığıma tutundun mu? Sadece sesimi duyduğunda, sana aşkım dediğimde içinde tarifini yapamadığın bir huzur bulabiliyor musun?
Benim gibi uykusuz geceler geçirdin mi? Seni düşündüğümü hayal ederek?
Zamanı durdurmak istedin mi? Yanından hiç ayrılmamamı? Gideceğimi bildiğin o sabahlarda o geceyi tekrar yaşamak istediğin anlar oldu mu?
Benim yanıma geleceğini bildiğin herhangi bir akşamda zamanın geçmediğini hissettiğin anların var mı? Benim gibi elin ayağın titriyor mu? Söylemek istediğin şeyleri söyleyemediğin vakitlerin var mı sahiden?
Benden başka birisine dokunurken acaba bende hissettiğin şeyleri onda da hissediyor musun diye düşünmenin nasıl tarifsiz bir duygu olduğunu anlaya bilir misin? Benim gibi düşüne bilir misin gerçekten?
Sahi sen hiç âşık oldun mu?
Daha önce birisi seni bu kadar sevdi mi?
Dip not: Adı bende saklı dostuma buradan selam olsun. Tüm içtenliği ile içini döktüğü için. Bunun adı, “AŞK” mış. O anlattı, bende dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım. Benden selam olsun çıkarsız seven tüm kadınlara…
FACEBOOK YORUMLAR