Berna Utaş

    Berna Utaş

    Konuk Yazar

    BUDA BURAYA BENDEN KISA BİR NOT!

    18 Temmuz 2021 - 16:18

     “Allah derki; kimi benden çok seversen onu senden alırım. Ve ekler; Onsu yaşayamam deme, seni onsuzda yaşatırım.

    Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur.

    Aklın şaşar, dostun düşmana dönüşür. Düşman kalkar dostun olur. Öyle garip bir dünya, olmaz dediğin ne varsa olur. Düşmem dersin düşersin. Şaşmam dersin şaşarsın. En garibi budur ya; öldüm der durur yine de yaşarsın…”


    Ne güzel anlatmış Mevlâna. Hayatta en çok neyi yapmam deyiysem hep onu yapmışımdır. Hangi şeye olmaz, olamaz gözüyle bakmışsam hep olmuştur. Bir şeyi gerçekten yapmaya karar verdiysem başarmışımdır.

    Hayatın ince yolları inişli, çıkışlı, zig zaglı. Hepsi belki de birer sınav hepimiz için. Ki biz insanoğlu hayatımızın içerisinde bunlara sürekli tabi olacağız.


    Neyse konumuza dönelim. Uzunca süredir maalesef yazamadım. Tamda bu yukarıda anlatmaya çalıştığım sebeplerden dolayı.

    Beklenmeyen bir hastalık, doktor ve çare arayışı. Ufak bir çöküntü ve sarsılma derken uzunca süre klavye ile buluşup aslında iç huzurumu bin kat daha arttıran harflerimden uzak kaldım. Sonra fark ettim ki insanın dayanamam dediği ne varsa bir süre sonra aslında alışkanlık oluyormuş.

    Düşünün her gün dünyada binlerce çocuk hayata merhaba derken aynı anda da yine binlerce insan yaş aralığı fark etmeden göçüp gidiyorlar bu dünyadan.

    Evlerine katılan fertler ile o kadar aile mutluluk yaşar iken, yine diğer tarafta kimi annesini, kimi babasını, kimi sevdiği adamı ya da kadını kaybediyor. Kaybın ilk günü dünya başımıza yıkılmış gibi hissediyor, asla yaşayamayacakmışız gibi düşünüyoruz.


    Oysa güneş yine doğuyor, gece yine oluyor. Arabalar trafikte seyrediyor, her sabah, “Abla simit alır mısın?” diye soran Mehmet okul öncesi yine simidini satmaya çıkıyor. Kısacası hayat akıyor.

    Ve ben artık inanıyorum ki hiçbir şey sebepsiz değil. Yanlışlarla doğruları, yaşadığımız acılarla yeniden mutluluğun değerini biliyor ve anlıyoruz.

    Hazır bahara doğru ilerler iken gelin anı yaşamayı öğrenelim. Geçmiş zamana ve geleceğe takıntılı olan insanların mutsuz olma oranları daha yüksekmiş. Bu istatistiklere göre bile kanıtlanmış. Buda buraya, bu haftaya benden ufak bir not olsun.



     

    FACEBOOK YORUMLAR

    YORUMLAR

    • 0 Yorum