''Ne güzel insanlar vardı eskiden
Ne güzel şarkılar vardı eskiden
Ne güzel zamanlar vardı eskiden.''
Bu sözler ile dile getirir geçmiş zamanların güzelliklerini Özdemir Asaf
Geçtiğimiz günlerde birkaç arkadaşım ile kahve eşliğinde sohbet ederken eski şarkıların lafı açıldı.
Eskiden ilham yoğunluğu daha fazla olmalı ki, ne güzel sözler yazılmış o zamanlarda dedik ve ekledik yeni şarkılarda neden bu duygu yoğunluğunu hissedemiyoruz diye!
Ve düşündük acaba zaman geçtikten bu şarkılar da eskiler arasına karıştıktan sonra bunları da hatıralarımız arasına katarak duygu yoğunluğu ile bahsedecek miydik?
Şarkı sözlerinden konu açılmışken eskilerden bir şarkı dinleyelim dedik ve üç büyüklerden arabeskin bir zamanlara damgasını vurmuş isimlerden Ferdi Tayfur’un bir şarkısını arkadaşımın birinin açması ile bambaşka diyarlara doğru yola koyulduk.
En güzel duygu yoğunluğunu içeren şarkı türü o zamanlar arabeskti. Uzunca bir süre hepimizde sessizlik hâkim oldu, işte o şarkının sözlerinde şöyle diyordu Ferdi Baba…
Yolumu bekle dedin, beklemedim mi?
Yokluğu hasretine eklemedim mi?
Ben seni öyle sevdim, öyle sevdim ki!
Sen benim bu sevgimi bilemedin mi?
Şarkının tamamını sessiz bir şekilde dinledikten sonra peki, arkadaşlar şimdiki şarkılarda neden bu duygu yoğunluğunu yaşamıyoruz dedim. Bu soru üzerine şimdi o zamanlarda yaşanan saf ve temiz aşklar yokta ondan cevabını aldım arkadaşlarımdan...
Düşündüğümde gerçekten de öyle idi şimdi ki aşklar sevgiler saman alevi misali, bir beklentiye, menfaate dayalı olduğundan o duygu yoğunluğu insanlara geçiş sağlamakta güçlük çekiyordu. Bir Leyla - Mecnun, Ferhat - Şirin ve Kerem ile Aslı gibi aşklar yaşanmaz olup, günü birlik ilişkiler ayyuka çıkmış bir dönemde ne şarkı sözü yazılır ne o duygu yoğunluğu verilebilirdi.
Şarkı kulaklarımızda çınlamaya devam ederken sohbetimize şu şekilde devam ettik. Şarkılara duygu katan yürekleri eski zamanlarda unuttuk dedik. Ve o anda sıradaki şarkı devreye girdi Müslüm Baba’nın sevdiğine çaresizliğini haykırdığı sözlerinin yer aldığı ve sadece bir gülüşüne bile razı olduğunu, kendisine zulüm etse bile hemen affedebileceğini anlatan o güzel duygu yüklü şarkının ardından bu sohbetimize işte bu güzel sözleri dinleyerek devam ettik.
İstersen her zaman ağlat gönlümü!
İstersen derdinle karart ömrümü!
Affetmek çok kolay bütün zulmünü!
Uzaktan uzağa bir gülsen yeter…
Eski şarkıların geride kalmış güzelliğinden bahsettik. Yaşanmış en güzel duygulara tercüman olan şarkıları konuştuk. Eskiden şarkılar aşkı, sevdayı, ayrılığı anlatırdı, en saf duygularımızın da yansımasıydı, bizi bize anlatan cevherlerdi eski şarkılar. Şimdi ise şarkıların tadı tuzu kalmadı; çünkü aşkı da kirlettik, sevdayı da tükettik yalan duygularımızla. Sevdayı çoktan unuttuk sevdiklerimizin yüreklerinde. Belki yaşanmamışlıkların hasretini çektiğimiz ayrılıkları dahi temiz yaşayamadığımızdandır şarkıların unutulmuşluğu.
Geçmişe her zaman özlem duyarak yaşıyoruz hayatımızı!
Sahi, biz ne ara tükettik ki bu güzellikleri bilen, gören var mı? Saygıyla…
FACEBOOK YORUMLAR