EĞİTİM GÜCÜ SENDİKASI'NDAN KAYSERİ CUMHURİYET MEYDANI'NDA SES GETİREN BASIN AÇIKLAMASI!

Öğretmenlik Meslek Kanunu' nun taslak halinden itibaren, meslek kanunlarının biçimsel yapısından uzak olduğunu belirten Eğitim Gücü Sen konuyla ilgili meydanlardaydı.

EĞİTİM GÜCÜ SENDİKASI'NDAN KAYSERİ CUMHURİYET MEYDANI'NDA SES GETİREN BASIN AÇIKLAMASI!
29 Ekim 2022 - 09:32 - Güncelleme: 29 Ekim 2022 - 09:55
ŞUBE BAŞKANI YASEMİN ÇANDIR'DAN CUMHURİYET MEYDANINDA SES GETİREN EYLEM!

Öğretmenlik Meslek Kanunu' nun taslak halinden itibaren, meslek kanunlarının biçimsel yapısından uzak olduğunu belirten Eğitim Gücü Sen ülke genelinde meydanlara indi. Kayseri'de de Şube Başkanı Yasimin Çandır, Cumhuriyet Meydanı'nda bir grup sendika üyesi ile bir araya gelerek basın açıklaması yaptı.

 Eğitim Gücü Sendikası Kayseri Şube Başkanı Yasemin Çandır, basın açıklaması öncesi yaptığı konuşmada,  "Ögretmenler Meydanda Biz her daimA siyaset değil ogretmen haklarının savunucusu olacağız. Eğitim camiası sizleri seviyoruz. Egitim'e katkı sunmak vatan borcudur." dedi. 

Yasemin Çandır, "Ankara dan, Kocaeli ne Ağrı dan ,İstanbul a, Iğdır dan konya ya, İzmir den  urfa ya, Aydın dan Trabzon a, Bugün Türkiye'nin 50 ilinde 
Eğitim Gücü Sendikası ile, öğretmenler meydanlarda, Öğretmenin açlık düzeyi maaşını
Ömk ve sınav tepkimizi haykmak için meydanlara indir" ded. 

Basın açıklamasını tüm Türkiye'de eş zamanlı olarak gerekli yasal sınırlar içinde gerçekleştirdiklerini kaydeden Şube Başkanı Yasemin Çandır,   'Meslek Kanunu İle Değersizleştirilen Öğretmenler Geçinemiyor' başlığını taşıyan ve 50 ilde aynı anda yapılan basın açıklamasının Kayseri'deki etkinliğine imza attı.  :



Çandır'ın Cumhuriyet Meydanı Çiçekçiler pasajı önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasına çok sayıda sendika üyesi katılırken açıklamayı kalabalık bir basın ordusu da takip etti. Öğretmenlerin yaşadıkları ekonomik zorlukları dile getirilen Kayseri'deki etkinik ise büyük ses getirdi.

Eğitim Gücü Sen Şube Başkanı Yasemin Çandır tarafından okunan basın açıklamasında ise şu ifadeler yer aldı:  

KANUNLA DEĞERSİZLEŞTİRİLEN ÖĞRETMENLER GEÇİM DERDİNDE 

Memur Maaşları Yoksulluk Sınırından Açlık Sınırına Doğru 
Değerli Türk Halkı, Kıymetli Eğitim Çalışanları, Saygıdeğer Basın Mensupları ve Eğitim Paydaşları,  
 
Bugün burada Öğretmenlik Meslek Kanunu ve Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliği’nin çağdaş eğitime ve Milli Eğitim Bakanlığı kuruluş hedeflerine uygun hale getirilmesi, ayrıca kanuna bağlı olarak yapılacak olan Öğretmenlik Kariyer Basamakları sınavının iptal edilmesi ve maaşlarımızın yoksulluk sınırı üzerine çıkarılması talebiyle, başta öğretmenlerimiz olmak üzere eğitim çalışanlarımızın sesi olmak için toplandık.  
 
Öğretmenlik Meslek Kanunu, bu haliyle öğretmeni yasal ve sosyal statüde yalnız bırakmıştır! 
 
Kanun hükümet ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından revize edilmeli, Kariyer Basamakları Sistemi kaldırılmalı; öğretmen yetkinliği, yeterlilikleri ve etik ilkelerinin belirlenmesi için, tüm paydaşlar ve eğitim kolu sendikalarının katıldığı bir diyalog süreci geliştirilmeli, ciddi çalıştaylar sonucunda beklentilere yanıt verecek biçimde yeniden hazırlanmalıdır. 
 
Öğretmenlik Meslek Kanununda, öğretmenlerin mesleki ehliyetlerinin sınırlarını belirleyecek, çalışma koşulları, atama, yer değiştirme ve emeklilik usullerini tayin edecek, meslek etiği, mobbing ve şiddet gibi konularda öğretmeni koruyacak aynı zamanda öğrenci ve veliye dönük güvenceler sağlayacak tanımlamaların hiç biri yoktur. Kanunun içi bomboştur. 
 
Öğretmenler huzursuzdur, mutsuzdur, kendini değersiz hissetmektedir. 

 
Öğretmenlik mesleğinin tanımlanmadığı, sınırlarının çizilmediği, öğretmenlerin itibarını sosyal ve yasal statüde zenginleştirmeyen, öğretmenin özlük haklarından bihaber öğretmenlik meslek yasası; bizlerin ihtiyaçlarını hiçbir yönüyle karşılamamıştır. Öyle ise öğretmenlik meslek yasası, kimin yasasıdır? 
 
 
 ÖĞRETMEN DEĞERSİZLEŞTİRİLİYOR VE HAKLARI YOK EDİLİYOR 

Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer öğretmenlere kulaklarını tıkamıştır. Medya ve hükümete yanlış bilgiler vermekte, 614 bin öğretmenin sınav başvurusu yapmış olmasından hareketle kariyer basamakları sınavlarının öğretmenler tarafından benimsendiği algısını oluşturmaktadır. Yazılı sınav başvuru süreci dahi sağlıklı biçimde yürütülemediğinden sürekli uzatılan takvim, örnek soru yayımlayarak öğretmenin derdinin yalnızca sınav içeriği olduğu kanaati yaratılması ile beraber gerçekler Sayın Bakanın açıklamalarından çok farklıdır. 
 
Öğretmene verilen buçuklu zamlar hiçbir ihtiyacı tam anlamıyla karşılamamaktadır. 2022 Ocak ayında toplu sözleşme sonucu verilen yüzde 5 + yüzde 2,5’luk iyileştirme, 2022’nin ikinci yarısı için yapılan yüzde 7’lik zam ve sözde enflasyon farkı da mutfaktaki yangına çare olmamıştır.  
 
 
Artık, her gün gözlerimizi zam haberleriyle açıyoruz. Buna karşın zammın yansımadığı tek nokta alın terimizin ve emeğimizin karşılığı olan maaşımızdır. Kira, Ulaşım ve Temel gıda giderleri gibi zorunlu ihtiyaçlar başta olmak üzere birçok kalemde yüzde 300’leri geçen fiyat artışları karşısında birçok vatandaşımız gibi Öğretmenler de temel ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelmiş ağır bir yoksulluk kriziyle karşı karşıya kalmıştır. Çalışanların gelirleri özellikle büyükşehirlerde neredeyse bir kiraya eşdeğer durumdadır. Kira ödemeleri yapıldıktan sonra maaşlar aylık gıda ihtiyaçlarını, elektrik, su, doğalgaz, iletişim, yakıt giderlerini karşılayamaz noktaya gelmiştir.  
 
Çeşitli bağımsız kuruluşların belirlediği enflasyon oranlarının ortalamasına bile yaklaşamayan TÜİK enflasyon rakamları adeta Hükümetin enflasyonla tek mücadele yöntemi haline gelmiştir. Hissedilen enflasyonun %150lere vardığı bu dönemde mutfakta, ulaşımda, giyimde, pazar yerinde enflasyonu derinden yaşıyoruz. Maaşlarımıza yapılan zam ve sözde enflasyon farkları daha elimize geçmeden erimiş, memur adeta enflasyona ezdirilmiştir. Bunlar yetmezmiş gibi vergi dilimi düzenlemesinin ısrarla gündeme alınmaması bizi açlık sınırına doğru sürüklemektedir. Yabancı para birimleri karşısında eriyen Türk Lirası nedeniyle ülkemiz yabancı uyruklu turistler için cennet haline gelirken, çalışanların kredi kartları limitleri dolmuş, ek hesaplarda para kalmamış, bıçak kemiğe dayanmıştır.  
 
Tüm bu gerçeklerden hareketle Mühendis Bakanın oluşturduğu pembe tablonun gerçeği yansıtmadığı aşikârdır. Öğretmenlerimiz yasayı onayladığı, kariyer basamaklarını benimsediği için değil gelirini biraz olsun artırabilmek için sınava girecektir. Ayrıca kariyer sistemi ile ortaya çıkan farklı maaşlar, aynı okulda aynı işi yapan öğretmenlerin okullardaki çalışma barışını da bozacaktır. 
 
Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası olarak Öğretmenlik Meslek Kanunu revize edilene, Kariyer Basamakları Sınavı iptal edilene, vergi dilimi sabitlenerek maaşlarımız hak ettiğimiz düzeye getirilene de susmayacağız. Kariyer Basamakları bursluluk sınavına girmeyi boykot ediyor, sınav görevi almama eylemi uyguluyoruz.  
 
KANUNLA DEĞERSİZLEŞTİRİLEN ÖĞRETMENLER GEÇİM DERDİNDE 
 
2021 yılı son çeyreğinden başlayarak her geçen gün hayatımızı daha da zorlaştıran ekonomik sıkıntılar artık katlanılamaz bir hâl almıştır. Yıllardır yetkili sendikayla, tiyatroya dönüşen toplu görüşmeler sonucu 2021 yılında müjde olarak sunulan ancak geldiğimiz noktada çalışanı açlık sınırına mahkûm eden zam oranları güncellenmeli, gerekirse seyyanen zam yapılmalıdır.  
 
Bağımsız araştırmaların ortaya koyduğu verilere göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 8.000 lira, yoksulluk sınırı ise 24.000 liraya dayanmıştır. Tüm bu gerçekler ortadayken bizlerin maaşlarının yoksulluk sınırı altında kalması hiç şekilde kabul edilemez. 
 
Maaşlarımız bugünden itibaren öğretmenlerin ayrıştırılmasına ve değersizleştirilmesine sebep olan kariyer basamakları bursluluk sınavından bağımsız, insanca şartlarda yaşamaya uygun hale getirilmeli ve yoksulluk sınırı olarak belirlenen 24.000 TL’nin üzerine çıkarılmalıdır. Açlık sınırı bordro kabul etmiyoruz, kamuoyu önünde yırtıyoruz.  
 

 Haber: AYAKLIGASTE.COM

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum