Zorbalık sanal dünyada da kadını vuruyor.

Siber zorbalığın dünyadaki ve Türkiye’deki gelişimine baktığımızda daha çok çocuklar ve gençler arasında geçen akran zorbalığı olarak biliniyor. Önceleri her ne kadar gençler ve çocuklar arasında olduğu düşünülse de özellikle kadın sorununun öne çıkması ile birlikte Türkiye’de son 10 yılda siber zorbalıkta yükseliş var. Toplumsal cinsiyete bağlı olarak kadının cinsiyetinden dolayı kadına yönelen siber zorbalıktan bahsediyoruz. Dolayısıyla aslında şu an yetişkinler arasında da dijital siber zorbalık söz konusu.
Kadın aciz ve savunmasız görülüyor
Siber zorbalık konusunu kadına özel kılan kadının toplum gözünde zayıf görülmesinden. Dijital bir zorbalık dile getirildiğinde fail yerine mağdurun daha çok konuşulması bu durumu destekliyor. Medyanın şiddete uğrayan kadınları bu şekilde göstermesi kadını daha çaresiz ve savunmasızmış gibi gösteriyor. Medyanın kadını bu tarz olaylarda mağdur olarak teşhir etmesi kadını toplum gözünde korunmaya muhtaç algısı yaratarak siber zorbalığın daha çok artmasına sebep oluyor. 
Çözüm bilinçlenmekte
Siber zorbalık konusu yeni bir konu. Bu yüzden bu konuya olan farkındalık çok zayıf. İnsanlar yaptıkları şeyin zorbalık olduğunun farkında değiller. Karşı tarafa psikolojik bir hasar verdiklerinin farkında değiller. Dolayısıyla özellikle kadına yönelik şiddet ve zorbalık konusunda her iki tarafa da neler yapılacağının uzman görüşler tarafından anlatılması gerekiyor. Çeşitli devlet kuruluşları, özel kuruluşlar ve vakıflar bu konuya el atarak eğitimler verebilir. Konuyla ilgili çalışan kişilere başvurarak hukuksal bağlamda neler yapılabilir, kadınlar hakları nelerdir öğretilmesi gerekiyor. Suça sessiz kaldığımız zaman hangi suç olursa olsun suçu yeniden üretmiş oluyoruz. Bu ve benzer konular toplumsal olarak bizim neler yapabileceğimizle ilgilidir.

Haber: Rabiye Karakaya