GEZGİN PINAR BULUT'UN HAYAT FELSEFESİ: GEZMEYELİM DE TAŞA MI DÖNELİM!

42 ülke 127 şehir gezdi

‘’Çin’de kendimi Çinli, Norveç’te Norveçli, Karaipler’de yerli halkmış gibi hissedip dönüşte bir süre memleket hasreti çekiyorum.’’ diyen Gezgin ile  arkadaşımız Pınar Ece Temizel dikkat çeken bir söyleşi gerçekleştirdi.



İşte Pınar Ece’nin Pınar Bulut ile gerçekleştirdiği o  söyleşi:

Kendisiyle ilgili merak ettiklerimizi samimiyetle cevaplandıran gezgin kutu balığı’’ Maksat ‘Bak balık bile kavağa çıkmış, biz ne duruyoruz?’ hissi yaratmak, dış mihrakları yakından aratmak. Gaz vermek, haz almak.’’ dedi.

1)    Bize kendinizden bahseder misiniz?

Gezmeye bahane arayan, sebep yoksa icat çıkartan, yol olmazsa gökyüzüne merdiven dayayan, sineğin yağını hesaplayıpp sırf gezme olsun diye öküz altında buzağı arayan biri. Çocukları boyunu çoktan aşmış bir anne. 25 yıldır ‘Allah’ım ben bu şahane adamı hak etmek için ne yaptım’ diye soran bir eş. Aynı zaman da (emekli:)  bir teknik ressam.

2)  Kutu Balığı isminin ortaya çıkış hikâyesi nedir?

Bir kaç yıl evvel çok uzun yıllar yaşayacağımı sandığım bir cahiliye dönemimde bir hastalığa yakalandım. ( Belki de öyle sandım.) Yüzümü balon gibi şişiren kötü ilaçlar kullandım. Sonra bir mucize oldu atlattım. Ve dedim ki bak Pınar, sakın altta kaldım diye yerinme, üste çıktım diye sevinme. Her daim haddini bil. Bir gün bir haber alır, fos diye şişiverir yine kutu balığına dönersen? Yaşadığın her anın, tanıdığın her insanın kıymetini bil. Ve kutu balığı da benle geldi o günden bugüne.



İlk olarak İtalya’ya gitmiştim. Diğer pek çoğu gibi iş gezisiydi. Hem ticaret hem ziyaret. 3 aylık hamileydim. Kilometrelerce yürüdük. Ama harikaydı elbette.

4)Gezeceğiniz yerleri neye göre seçiyorsunuz? İlk seyahatinizin adresi neresiydi?

Sanırım ben değil onlar beni seçiyor. Çünkü pek çoğu eşimin işi sebebiyle gittiğimiz fuar ya da müşteri ziyareti aslında. Kimi zaman iş seyahatlerine tatil süsü verdiğim doğrudur;)
İlk olarak İtalya’ya gittim. Diğer pek çoğu gibi iş gezisiydi. Hem ticaret hem ziyaret. 3 aylık hamileydim. Kilometrelerce yürüdük. Ama harikaydı elbette.

5)Şimdiye kadar 42 ülke 127 şehir gezmişsiniz. Kendinizi bir parçası olarak gördüğünüz bir şehir oldu mu?



Sanırım artık tam bir şıp sevdi olduğumu itiraf etmem gerek. Hemen hemen gittiğim tüm ülkelere şehirlere âşık olup gelirim. Çin’de kendimi Çinli, Norveç’te Norveçli, Karaipler’de yerli halkmış gibi hissedip dönüşte bir süre memleket hasreti çekiyorum.

6)Gezilerinizde her şey planlı mı oluyor yoksa akışına göre mi hareket ediyorsunuz? Son dönemde popüler olan sırt çantalı gezginler hakkında neler düşünüyorsunuz?

Aslında oldukça planlı ve garanticiyimdir. Kalacağımız yer, gideceğimiz rotalar ve uçuşlar hem yurt içi hem yurtdışında her zaman planlıdır. Bu anlamda pek sürprizleri sevmem. Genellikle valiz yerine sırt çantasıyla giderim seyahate. Ama kastettiğiniz anlamda bir sırt çantalı değilim. En az 3 yıldızlı dahi olsa temiz bir yatak isterim. Hiç otostop yapmadım mesela. Yapmayı de asla düşünmem. 

*)yurt dışına yaptığınız seyahatlerde başınıza gelen ilginç bir olayı anlatır mısınız?

Birkaç yıl öne Shanghai'ye gitmiştik. China Southern Airlines ile Urumçi aktarmalı. Gidişimiz de dönüşümüz de çok maceralı oldu. Giderken Hava şartları sebebiyle uçak Urumçi'de bir gece konakladı. Çin ile Urumçi arasındaki sıkıntılı durumlar yüzünden muhafızlar eşliğinde garip bir otelde konakladık. Ertesi gün büyük bir şans eseri Shanghai'ye bilet bulduk. Dönüşte ise uçak yine Urumçi aktarmalıydı. Ancak oraya uçak önümüzdeki bir hafta inemez dediler. 

Allahtan haklarımızı çok iyi biliyorduk. Hava yolu şirketi bizi 2 gün Shanghai’de misafir etti sonra direkt THY uçağı ile Memlekete gönderdi. 4 kişi Shanghai gidiş dönüş 3000 TL ye almıştık. Hâlbuki THY yalnız dönüş 12000 TL tutuyordu. Şirket bizden sonra Türkiye seferini bıraktı 

Çin maceralarıma blogumda mutlaka göz atmalısınız heyecanlı ve komik günlerdi.
*) ‘’Ben gezdim sende gez, sen gördün oda görsün’’ gizli görevin yerine geldiğine inanıyor musunuz? takipçilerinizden size geri bildirimler neler oldu?

Bunu bir örnekle cevaplamak istiyorum. Bükreş'e gittim. Hakkında birçok kişiden ‘’değmez, sıkıcı’’  yorumları aldıysam da ben öyle çok sevdim ki çoğu kişiyi de rota değiştirmeye ikna ettim. Sonra bu şehre haksızlık yapıldığını ve güzel olduğu yorumlarını çok duydum. Sınıfın o kalın gözlüklü tel dişli kızı aslında bazen bir kar prensesi olabiliyor.



*) takipçilerinizle bir araya gelip sohbet, söyleyişi gibi bir etkinlik yapmayı düşünüyor musunuz?

Etkinlik? Çok güzel olurdu tabi. Çünkü beni takip edenler yalnızca takipçi olmanın çok ötesinde. İnanın hepsi yakın arkadaşım gibiler. Pek çoğuyla ( tıpkı sizin gibi) uzun uzun konuşuyoruz.
Görüştüğümüzde de sanki eski dostmuşçasına sarılıyoruz. Ama etkinlik fikrini hiç düşünmemiştim.

8)Ekonomik şartlar nedeniyle gezmek isteyip gezemeyen birçok insan var.  Onlara genel olarak bir tavsiyeniz var mı?

Elbette. Sihirli kelime erken rezervasyon ve planlı seyahat. En az 3 ay evvelden tüm programınız belli ise bolca araştırma yapıp ucuz uçak ve otel alternatifleri bulabilirsiniz. Ama bedava gezmek ya da konaklamak diye bir şey yok. Tercihlerinizi ‘Seyahatten’ yana kullanıp başka masraflardan kısmak en pratik yol.

9)Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Sanırım bütün bunların sebebi, daha çok yer görüp daha çok insan tanıyıp daha çok şeyin tadına bakma tutkumun sebebi ‘sevgi’. Çünkü dünya muhteşem bir yer. Dünyayı, insanları, dağları, nehirleri her şeyi çok ama çok seviyorum. Ve itiraf etmeliyim ki sevilmeye de bayılıyorum. Sosyal medyada birilerinin, ya da www.kutubaligi.com'da yazdığım bir blogun, çektiğim bir resmin beğenilmesi, beni hiç tanımayan birilerinin beni sevmesi en büyük ödülüm. 

Bu hoş söyleşi  ve nazik ilginiz için de ayrıca teşekkür ederim.


 
Söyleşi: Pınar Ece TEMİZEL / AYAKLIGASTE.COM