• Reklam

SEMA KARAOĞLU'DAN 8 MART MESAJI: EŞİT BİR DÜNYA İSTİYORUZ

Kadın İşbirliğini Geliştirme Derneği Başkanı Dr. Sema Karaoğlu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Dr. Karaoğlu, " Dil, din ,ırk, cinsiyet farkı gözetmeksizin hiçbir ayrımcılığının yapılmadığı, emeğin sömürülmediği, bireylerin eşit olduğu bir Dünya istiyoruz. " dedi.

 SEMA KARAOĞLU'DAN 8 MART MESAJI: EŞİT BİR DÜNYA İSTİYORUZ
07 Mart 2022 - 12:09 - Güncelleme: 08 Mart 2022 - 22:53
NEDEN 8 MART
Kadın İşbirliğini Geliştirme Derneği Başkanı Dr. Sema Karaoğlu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. 8 Martın kökeni hak arama temelli emekçi hareketine uzanır. 1857 de New York’taki dokuma fabrikasında çalışan 40 bin kadar işçi daha insanca koşullarda çalışma ve daha kısa süreli çalışma talepleri ile grev yapmak isterler. Grev sırasında yöneticiler,polis ve işçiler arasında olaylar çıkar bu arada bir yangın meydana gelir.  Polisin kurduğu barikatlar yüzünden kapıları açamayan çoğunluğu kadın olan 129 işçi yanarak hayatını kaybeder. 8 mart bu acı günün yaşandığı gündür.
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ EKONOMİK BİR GEREKLİLİKTİR
Kadın İşbirliğini Geliştirme Derneği Başkanı Dr. Sema Karaoğlu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Karaoğlu, “Kadınlar,  bulundukları toplumların temelini şekillendiren ve toplumun vazgeçilmez ana unsurudur. Toplumsal cinsiyet eşitliği politik bir gereklilik ya da yazılması gereken bir veri değildir. Ekonomik bir gerekliliktir. Eğer ülkece ekonomik hedeflerimiz varsa cinsiyet eşitliğinin sağlanması bir zorunluluktur zira tek kanatla uçulmaz. 2000’li yılların ilk 5-6 yılında ekonomik hedeflerin ana eksenine dezavantajlı gruplar dediğimiz kadınlar ve gençler konulmayıp sadece makroekonomik hedefler konduğundan ekonomimizin bugün geldiği nokta ortadadır. Meydana gelen yoksulluk yine en fazla kadını etkilemekte, ekonomik zorluklarda ilk harcanan kadın emeği olmaktadır. Pandemi şartlarında işten ilk çıkarılanlar kadınlar olmuştu, şu günlerde gittikçe derinleşen ekonomik kriz de en çok kadınları etkilemektedir. Yoksulluğu yaratan sanki kadınmış gibi erkeğin şiddetine maruz kalmaktadırlar." dedi.
KORKMUYORUZ
 “Evde, işte, sokakta yani toplumun her kesiminde kadınların eşit bir insan olarak görülmemesi birilerinin işine geliyor" diyen Dr. Karaoğlu, "Toplumlardaki erkek hegemonyası  kadınlara yönelik sadece söylemler gerçekleştiriyor. Söylemler ile eylemler arasındaki uçurum bir türlü kapanmıyor.  Kadınlar olarak her alanda eşit, adaletli bir temsil, eşit işe eşit ücret  istiyoruz. Bizler sözlere yansıyan güzel temenni ve dileklerin eyleme de dönüşmesini istiyoruz. Bakım yükünün sadece kadının omuzlarının üzerine bırakılmasını, kadının hor görülmesini,  çalışma hayatına dahil edilmemek istenmemesini, yarım gün çalışma uygulamasının bir fırsat gibi sunulmasını, eğitim ve öğretimden mahrum bırakılmamasını, ayrımcılığa uğramamasını istiyoruz. Bunun içinde 8 Martta yaşanan acılar üzerinden gücümüzü alıyoruz. Varlığımızı kadın olma uğrunda yaşamını ortaya koyan bütün kadınların cesareti ile sürdürüyoruz. Bazılarının istememesine rağmen haklı  mücadelemizi alana yansıtıyoruz. Meydanlarda, caddelerde, sokaklarda ve bulduğumuz her platformda da bunu haykırmaktan bugüne kadar çekinmedik, çekinmeyeceğiz . Haklarımızı biliyoruz ve haklarımızın seslendirilmesinden de hiçbir zaman korkmuyoruz" şeklinde konuştu.

GÜCÜMÜZÜN FARKINDAYIZ
Biz Türk kadınları olarak gücümüzü  Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bizi tarif ettiği 'Ey kahraman Türk Kadını, sen, yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın’ cümlesinden alıyoruz diyen KİGDER Başkanı Dr. Sema Karaoğlu, " Kadını eğitim hizmetlerinden, çalışma hayatından mahrum bırakan, toplumsal ve siyasal hayattan dışlayan, şiddete ve cinayetlere maruz bırakan, ötekileştiren ve yalnızlaştıran, eve hapseden anlayışa şiddetle karşı çıkıyoruz. Kadınlar olarak gücümüzün farkındayız. Bir kez daha kadınların dikkate alınmadıkları toplumların geleceklerinin karanlık olduğunu hatırlatıyoruz. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde 1921 den bu yana olduğu gibi  sesimizi ve taleplerimizi duyuracağımız her yerde alanlarda olacağız .günümüz kutlu olsun!" diyerek sözlerini tamamladı.

CHP Kadın Kolları da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle açıklama yaptı Açıklama şöyle:

Sesimizi duyuran değerli basın emekçileri,
Umudun elçisi olan sevgili kız kardeşlerim,
Mücadelemize omuz veren eşitlikçi erkekler,
Bugün Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak; 81 ilde, 973 ilçede eş zamanlı basın açıklaması yapıyor ve dünyanın bütün kadınlarıyla dayanışma içinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutluyoruz. 
Değerli Basın Mensupları, 
Yeryüzünde emekçi olmayan kadın yoktur. Kadınların üretim hayatı içinde yer almaları insanlık tarihi kadar eskidir. 19. yüzyılda sanayi devrimi ile birlikte, yeni ve ucuz işgücüne ihtiyaç duyulmuş ve böylece kadınlar ilk kez ücret karşılığı çalışmaya başlamıştır. O günlerden bu yana kadınlar, kadının insan hakları için, eşit işe eşit ücret almak için, çalışma koşullarının iyileştirilmesi için, insan onuruna yakışır şekilde yaşayabilmek için grevlerle, direnişlerle haksızlığa ve ayrımcılığa karşı mücadele veriyorlar.
Bundan 165 yıl önce, 8 Mart 1857 tarihinde, Amerika Birleşik Devletleri’nde, 40 bin dokuma işçisi kadının başlattığı grev, dünya tarihini değiştirdi. İşveren tarafından fabrikaya kilitlenen direnişçi kadınlardan 129’u, çıkan yangında yaşamını kaybetti. Bu olay dünyanın her yerindeki kadınların haksızlıklara karşı direnişini örgütledi, yaşamlarıyla bedel ödeyenlerin hak mücadelesi hiç unutulmadı.
1910 yılında Kopenhag’da düzenlenen İkinci Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda, ClaraZetkin’in önerisiyle, her yıl bir günün, kadınların uluslararası mücadele günü olarak kutlanması kararı alındı. Böylece 8 Mart, Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü olarak benimsendi.
Bugün, canlarıyla bedel ödeyen kız kardeşlerimizi anma günüdür. 
Bugün, uğradıkları haksızlıkları kabul etmeyerek kaderlerini değiştirme iradesi gösteren bütün kadınlara saygı günüdür.
Bugün, eşitsizliklere karşı dayanışmayı yükseltme ve mücadele günüdür.
Değerli Basın Mensupları,
Kadınların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi’ni fesih eden Erdoğan, geçen hafta Türkiye’de kadın cinayeti oranının Avrupa ülkelerinden geride olduğunu söyledi. Şu gerçeği hatırlatmak isteriz ki; 2021 yılında 217’si şüpheli olmak üzere 497 kız kardeşimiz katledildi. 497 bir sayı değildir; 497 evlattır, kardeştir, annedir, hayattan koparılan canlardır. Biz tek bir kız kardeşimizin şiddet görmesine, hayattan koparılmasına tahammül edemezken, 497 kadının ölümü ile teselli olunmasına isyan ediyoruz. 
Şiddet uygulayıp mahkemelerde bahanelerin arkasına sığınan erkekler, iyi hal veya tahrik indirimleri ile ödüllendiriliyor. Kız kardeşlerimizin balkonlardan aşağı atılmasına intihar kılıfı verilmeye çalışılıyor. Katiller, cezasızlıkla ödüllendiriliyor.  
Erdoğan, ısrarlı takibin suç olacağını açıkladı; “cezası da 6 ay ile 2 yıl arasında olacak” dedi. Oysaki Türk Ceza Kanunu’nun 96. maddesi ısrarlı takibi de kapsayan sistematik şiddet türleri için 2 ile 5 yıl arasında ceza öngörüyor. O halde ceza artışı yok, indirimi var!
Gün artık kanunları değil, iktidarı değiştirme günüdür. Mevcut yasalar etkin şekilde uygulansa, adalet yerini bulacaktır. Bir kez daha sesleniyoruz: Yasalara dokunma, uygula!
Değerli Basın Mensupları, 
Bir diğer hayati sorunumuz da işsizlik. Peki, ülkemiz kadın istihdamında nerede? Türkiye’de her üç kadından sadece biri çalışma hayatının içinde yer alıyor. Ülkemizin en işsiz kesimi genç kadınlar, en yoksul kesimi ise yaşlı kadınlar. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi’nin verilerine göre, her 100 kadından sadece 17’si kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda yer alıyor. Yani kadınlar çalışma hayatına katılabilse bile daha güvencesiz çalışıyor. Kadınlar aynı işi yapan erkeğe kıyasla daha düşük ücret alıyor. TÜİK’e göre bile kadınlarla erkekler arasındaki ücret farkı yüzde 15,6. DİSK-AR’ın raporuna göre bu fark yüzde 20.7. Kadınların sendikalaşma oranı ise sadece yüzde 10.
Değerli Basın Mensupları, 
Mevcut tablo karanlık olsa da bizler asla karamsar değiliz. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği bir demokrasi sorunudur. Bizler, ilk seçimlerden sonra dostlarımızla birlikte cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırmakta kararlıyız. Ülke sorunlarının tek bir kişinin kararıyla çözülemeyeceğini yaşayarak, bedelini çok ağır ödeyerek gördük. Bu nedenle Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, düşüncelerin özgürce ifade edildiği, din ve vicdan özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, kadın haklarının, çocuk haklarının, çevre haklarının tam anlamıyla korunduğu özgürlükçü bir sistem inşa edeceğiz. Kadınların, çocukların, gençlerin ve tüm vatandaşların geleceğe umutla baktığı, toplumsal barış ve huzurun tesis edildiği mutlu bir ülkede yaşamak,  hepimizin hakkıdır. Bu amaçla bütüncül politikalar üreterek, çoğulcu ve katılımcı demokrasiyi inşa edeceğiz. 
Kadına yönelik şiddeti durdurmakta kararlıyız. İktidara geldiğimizde ilk bir hafta içerisinde İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamaya koyacağız. Uluslararası sözleşmeleri ve ulusal mevzuat hükümlerini etkili şekilde uygulayacağız. Kravat taktı, efendi durdu diyerek yapılan indirimleri kaldıracağız. Faillere caydırıcı cezalar verilmesini, cezaların seçenek yaptırımlara çevrilmemesini, infazının derhal uygulanmasını sağlayacağız. 
İttifak olarak şu konuda da mutabıkız; eğitimde güçlü reformlar gerçekleştireceğiz. İlkokul birinci sınıftan itibaren eğitim müfredatına insan hakları ve kadın-erkek eşitliği dersleri koyacağız. Kız çocuklarının eğitim hakkını güvence altına alacak ve bu hakka erişimin önündeki tüm engelleri tek tek kaldırılacağız. 
Altı liderin imzaladığı “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” mutabakatında, kadın istihdamıyla ilgili de önemli politikalar var. Eşit ve adaletli bir çalışma hayatı için kadınların güvenceli çalışması, eşit işe eşit ücret alması, iş-özel yaşam dengesinin kurulmasına yönelik, uluslararası standartlar doğrultusunda, gerekli düzenlemeleri yapacağız.
Kısacası; bu ülkede kadınların eşit, adil, tok, güvende ve özgürce yaşadığı bir düzeni hep beraber kuracağız. Kadınlar ve erkekler dayanışma içinde mücadele ettikçe, hayat eşitliğe doğru akacak.
Kutlu olsun 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz! 
Dayanışma olsun, yaşam dolsun, dünyaya barış getirsin…

 
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum