KADEM İl Temsilcisi Sibel Göç 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele günü nedeniyle açıklama yaptı.
Sibel Göç açıklamasında şunları söyledi:
Tüm dünyada kadınlar, özel ve kamusal alanda, farklı şiddet türlerine maruz kalıyorlar. Bu
gerçeğe dikkat çekmek ve kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak adına 25
Kasım önemli bir gün.
KADEM 11 yıldır, kadına yönelik şiddetin her türüyle mücadele eden bir Sivil Toplum
Kuruluşu… Bütün çabamız, öncelikle şiddet ortaya çıkmadan önünü alabilmek ve kadını
korumak…
Bu doğrultuda şiddetin bütün türlerini; öncülleri, belirtileri, aşamaları ve korunma yollarıyla
birlikte ele alan çalışmalar yapıyoruz. Kadınlara; sahip oldukları haklarını, yasal güvencelerini,
şiddetten korunmanın yollarını, şiddet karşısında neler yapabileceklerini tek tek anlatıyoruz.
Ailelere, öğretmenlere, hatta anaokulundan başlayarak tüm öğrencilere yönelik programlar
geliştiriliyoruz. Materyaller hazırlıyoruz. Yine bu bağlamda her yıl 25 Kasım’da, kamuoyunda
karşılık bulan kampanyalar düzenliyoruz.
Geçmiş yıllardaki kampanyalarımızda:
“Sen Varsan Şiddete Yer Yok” kamu spotumuzla, şiddete kayıtsız kalınmaması gerektiğini,
“Şiddete Göz Yumma” kampanyamızla, sessiz kaldığımız her şiddetin bir parçası olduğumuzu
vurguladık. Yine “Şiddete Hakkın Yok” sloganıyla kadına yönelik şiddeti, insan hakları ihlali
olarak ele aldık. “Şiddetin Bahanesi Olmaz” kampanyamızda, hiçbir duygu ve davranışın,
şiddetin gerekçesi, bahanesi ve savunması olamayacağını ifade ettik. “Yasaya Tutun”
sloganıyla ısrarlı takibin hak ihlali ve bir şiddet türü olduğuna dikkat çektik. Geçen yılki
kampanyamızda ise “Şiddetsiz Toplum Güvenli Gelecek” sloganıyla “6284 Sayılı Kanunla,
Şiddet Mağdurları Güvende” mesajımızı kadınlara ulaştırdık.
Bu yılki kampanyamızın sloganı, “ŞİDDETE SEYİRCİ KALMA…” Peki, bu sloganla hangi
mesajları vermeyi hedefliyoruz?
Medyada kadına yönelik şiddet konusu uzun zamandır gündemimizde. Bu konuda çalışmalar
yaptık. Kongre ve zirvelerimizde alt başlık olarak ele aldık. Temsilciliklerimizde paneller
düzenledik.
Ve son olarak “Medyada Kadına Yönelik Şiddet Ve İzleyici Farkındalığı: Yerli Diziler
Üzerine İnceleme” başlıklı önemli bir araştırmayı hayata geçirdik.
Bu araştırmada, geçtiğimiz yıl televizyonda ve dijital platformlarda yayınlanan ve en çok
izlenen 14 yerli yapım diziyi, kadına yönelik şiddet bağlamında inceledik.
Bu araştırma ile Dizilerde işlenen şiddet türlerini, bu türlerin oranlarını, yaygınlığını,
İzleyicilerin, dizilerdeki kadına yönelik şiddete dair farkındalığını ve şiddet sahnelerinden
etkilenme durumlarını ölçtük.
1
Kısaca araştırma çıktılarından bahsetmem gerekirse:
İncelemeye konu olan 14 dizide, (Toplamda 327 Bölümde) 3013 kadına yönelik şiddet sahnesi
tespit ettik. Bu çok ciddi bir rakam. Bu 14 dizide en çok karşılaşılan şiddet türlerine
baktığımızda ise:
%51 oranında Psikolojik Şiddet, %24 Sözlü Şiddet
%11 Çok Boyutlu ve Karmaşık Şiddet, %8 de Fiziksel Şiddet tespit ettik.
Türü ne olursa olsun, şiddetin “doğal” ve “hayatın akışı içinde” gibi hikâye edilmesi de, bireysel
ve toplumsal tehdit olarak karşımızda duruyor.
Şu bir gerçek ki, televizyon dizileri, makbul kadın modelini, kadının ailedeki rolünü ve
toplumdaki konumunu belirlemede çok etkili bir güce sahip…
Ve ne yazık ki, kadının insanlık onurunu hiçe sayan kadın temsilleri ve kadına şiddet örnekleri,
bugün pek çok dizinin ana teması…
Dizilerin içine serpiştirilen şiddet türleri, çoğu zaman estetize ve romantize edilerek,
normalleştirilerek yansıtılıyor. Seyirci önceleri maruz kaldığı şiddet sahnelerine, bir zaman
sonra taraf olmaya başlıyor. Ve kadına yönelik şiddetin bütün türleri, diziler aracılığıyla
evimizin içine sızıyor.
Bu sebeple bizler kampanya boyunca ŞİDDETE SEYİRCİ KALMA diyeceğiz. TV
dizilerindeki kadına yönelik şiddet türlerine ve etkilerine dikkat çekeceğiz.
Şunu unutmayalım ki: Kadını ve aileyi şiddetten korumak sadece kadın derneklerinin değil,
tüm toplumun ortak sorumluluğudur. Dizi yapımcıları, senaristler, kanallar ve reklam
verenler de bu sorumluluğa ortak olmalıdır.
Kampanyamızın, kadına yönelik şiddete karşı bireysel ve toplumsal farkındalık oluşturmasını
diliyorum.