“İstanbul’u alan Türkiye’yi alır” sözü doğrudur.
Ekrem İmamoğlu İstanbul’u Kemal Kılıçdaroğlu ile beraber aldı, bu bir başarıydı; ama Türkiye’yi alamadılar.
İstanbul’u almak demek sadece “seçim kazanmak” değil; şehrin gönlüne girmek, gece gündüz sadece onu düşünmektir.
Ekrem Bey maalesef beş yılı heba eden bir profil çizdi.
Beş sene evvel “elinde altın tepsi” vardı Ekrem Bey’in ve tepsi devrildi.
2019’da adaylığı ilk açıklandığında Ekrem Bey pek tanınmıyordu, ama öyle üstüne gidildi ki herkes onu tanımaya başladı.
Şimdi aynısı Murat Kurum’a yapılıyor.
Kurum daha tanınır bir isim, ancak asrın felaketinde vefat eden 50 bin insanımızın ölümünden bile onu sorumlu tutanlar oldu.
Bu bir insafsızlıktır.
İmar Barışı’ndan 8 milyon 900 bin kişi yararlandı. Hâl böyleyken nasıl oluyor da “bir kişi” suçlu oluyor.
Murat Kurum’a hayırlı olsun dileklerimi ilettim, teşekkür etti.
Ekrem İmamoğlu’na da bu vesileyle centilmence geçecek bir seçim süreci dilerim.
Murat Kurum’un yakın çalışma ekibiyle görüştüm ve stratejilerini sordum.
İşte Kurum’un İstanbul’da izleyeceği kısa vadeli yol haritası:
-Odak İstanbul, sadece İstanbul olacak.
-İstanbul’a hizmet dışında başka hedeflere yönelme “seçildikten sonra da” olmayacak.
-Milletvekili seçildiğinden bu yana, yani dokuz aydan beri İstanbul’un ilçe ilçe röntgeni çekilmiş.
-Bütün projeler sanki yarın açıklanacakmış gibi hazır.
-Alanının en iyi isimleri ekipte.
-İlçe başkan adayları belirlendikten sonra “büyük lansman” yapılacak
-Daha sonra ulaştırma ve kentsel dönüşüm lansmanı yapılarak sosyal yardım projeleri de anlatılacak.
-Aday ve teşkilat uyumu üst düzeyde.
-İttifak partilerinden MHP, Büyük Birlik Partisi, Demokratik Sol Parti, Hüdapar tam destek veriyor.
-Hiç kimse dışarıda “kırgın” bırakılmayacak.
“MUHALEFET CEPHESİ”
Muhalefet yine karışık, hep karışık!
“Demirtaş’a selam” diyen Özgür Özel DEM Parti ile sıkı fıkı durmaya çalışıyor.
Meral Akşener “hür ve müstakil olma” kararını verdi, ama çok geç kaldı. Artık yüzde 10 oy alması pek mümkün görünmüyor.
İyi Parti tamamen erimez, siyasette aktif bir rol oynamaya devam eder.
Meral Akşener, “Acaba ne söyleyecek?” diye merak edilen bir Genel Başkan olmaya devam eder.
Ama eski ivmesini yakalaması biraz zor görünüyor.
Bir de sicilinde “HDP ile ortak adaya, aynı kişiye oy verme” gibi bir handikap var.
SON SÖZ: İktidar kadar muhalefetin de güçlü olması ülkeye güç katar. Türkiye’de henüz bu mümkün değil; siyasette yeni aktörlerle beraber “terörün gölgesinden arınmış meclis” de orta vadede gerçekleşirse Türkiye’nin önünde kimse duramaz.
FACEBOOK YORUMLAR