SES Kayseri Şubesi Kayseri Kadın Platformu başkanı Feyza Türker, “ Haklarımız ve Hayatlarımız İçin Mücadelede Birleşiyoruz!” dedi. 

Başkan Fezya Türken şunları söyledi:

Kadınlar tarihin her döneminde olduğu gibi dünyanın dört bir yanında farklı zorluklarla karşı karşıya. Hem Türkiye’de hem dünyada hükümetlere başkanlık eden otoriter liderler, cinsiyetçi ideolojileriyle kadının bedenine, kimliğine ve emeğine dönük saldırılarını sürdürüyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, şiddet, yoksulluk ve ayrımcılık, kadınların yaşamın her alanındaki varlığını tehdit etmeye devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Tahran Üniversite’sinde Ahou Daryaei, İran’daki kadın düşmanı rejimin bedenine dönük saldırısını kıyafetlerini çıkararak “TÜM ÇIPLAKLIĞI İLE” protesto etti. Hindistan’da bir stajyer kadın doktorun, çalıştığı devlet hastanesinde tecavüze uğrayıp öldürülmesi sonrası ülke genelinde kadınlar "GECEYİ GERİ ALIYORUZ" diyerek cinsiyet eşitsizliğine ve devletin almadığı önlemlere karşı seslerini yükseltti. Yine ülkemizde yıllardır devam eden mücadelemiz geçtiğimiz aylarda önce Narin’e, Sıla bebeğe yaşatılanlarla ve Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’in yarımşar saat arayla vahşice katledilmeleriyle öfkemizi ve mücadele direncimizi arttırdı. Türkiye’nin dört bir yanından örgütlü ve güçlü bir kadın sesi yükseldi “KADIN CİNAYETLERİ MÜNFERİT DEĞİL POLİTİKTİR”. 
Çünkü biliyoruz ki; kadına yaşama hakkı tanımayanlar, insan haklarından söz edemez. İktidarların kadın bedeni üzerinden yürüttükleri “kadın kazanımlarına dönük” saldırılar arttıkça kadınların mücadeleleri de radikalleşecektir. 
İstanbul Sözleşmesi’nin fesh edilmesi, 6284 sayılı kanunun etkin kullanılmaması, kadınların güvenli ve güvenceli yaşamasına engel oluşturmaktadır. Şiddeti önleme sorumluluğunu üzerine almayanlar karşısında biz kadınlar, “kadının yaşam ve özgürlük mücadelesini” büyüterek devam ettireceğiz. Kararlıyız!!!
Kadın ve Çocuk Cinayetleri Artıyor !!
Türkiye’de sadece 2024 Ocak ayından bu yana 327 kadın, 39 çocuk öldürüldü. 240 kadının ölümüyse “şüpheli” olarak kaydedildi. Faillerin tamamı erkekti. 2023’e kıyasla 2024’te çocuk istismarı, kadın ve çocuk cinayetleri arttı ve daha fazla kadın “erkek şiddetine” maruz kaldı. Türkiye, OECD ülkeleri arasında erkeklerden fiziksel veya cinsel şiddet gören kadın oranının en yüksek olduğu ülke olarak kaldı. Geçtiğimiz yılın 25 Kasım’ından bu yana mevcut iktidar; kadına aile dışında varolma imkânı tanımayan söylemlerinin yanı sıra, kadın ve çocuk cinayetlerini, şiddet ve istismarı münferit olaylar ve bireylerin sapkınlıkları olarak değerlendirmeyi sürdürdü. Bu cinayetler bireysel olaylar olarak algılanamaz. Kadına yönelik şiddetin sürmesini sağlayan bu söylem ve politikalar eşit, özgür ve laik yaşama hakkına müdahaledir. Kadına karşı artan bu şiddet toplumsal cinsiyet eşitsizliğini de derinleştirmektedir. Biz kadınlar bu durumu kabul etmiyoruz. 
Bu 25 Kasım’da da Mirabal kardeşlerden bu yana elde edilen kazanımları bugünlere taşıyarak, kadınların kolektif hafızalarını katletmeye çalışanlara karşı, geçmişten bugüne kararlılıkla, yılmadan mücadele etmeyi sürdürdüğümüzü yineliyoruz: Kadınları savaşın, göçmenliğin ve yoksulluğun ve gün geçtikçe artan şiddetin mağduru haline getiren bu bilinçli politikalara karşı, barış dolu bir gelecek için dayanışma içinde olduğumuzu gösteriyoruz. 
“Haklarımız ve Hayatlarımız için Mücadelede Birleşiyoruz”. 
Biz kadınlar olarak erkek devlet şiddetine karşı her alanda yürüttüğümüz mücadeleyi emek, barış ve demokrasi mücadelesinden ayrı düşünmüyoruz. İstismara, nefret söylemine ve ayrımcılığa karşı dayanışma içindeyiz. Toplumu bölen değil, birleştiren politikalar talep ediyoruz. 
Dünyada krizlerle daha da artan ekonomik eşitsizlikler ve tasarruf politikaları kadın emeğinin sömürüsünü katlayarak artırıyor. Her dönem açıklanan verilerde kadın işsizliği tüm işsizlik türleri içinde en yüksek orana sahip. İstihdama erişebilen kadınlar içinse güvencesiz, evden, kısmi zamanlı, parçalı ve esnek istihdam düzenlemeleri yaygınlaştırılıyor. Kadın emeğinin değer görmesi, ekonomik fırsatlara eşit erişim için çağrıda bulunuyoruz. Kadınların güvencesiz çalışma koşullarına mahkûm edilmesine karşı çıkıyor, sosyal güvenlik haklarının korunmasını talep ediyoruz. Ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakılmayı, yoksullaşmayı, güvencesiz- kayıt dışı çalıştırılarak sömürülmeyi, dünyanın bakımı da dahil tüm bakım yüklerini karşılıksız olarak yüklenmek zorunda görülmeyi, şiddet ve istismar tehdidi altında yaşamayı reddediyoruz.  Kız çocuklarının eğitime erişiminden kadınların kamusal alanda eşit şartlarla yer almasına kadar her alanda toplumsal cinsiyet eşitliğinin temel bir hak olduğunu savunuyoruz. Konuya “her alanda ve her anlamda eşitlik” üzerinden bakmadığımız sürece yol alamayacağımızı biliyor, bilmeyenlere haykırıyoruz.
Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe hakkımıza sahip çıkmak için Mücadelede Birleşiyoruz!
Haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkıyor; bizi, verdiğimiz mücadeleyi, kazanımlarımızı değersizleştirmeye, hayatlarımızdan ve haklarımızdan çalmaya çalışanlara inat işyerlerimizde ve işte böyle alanlara beraber çıkarak mücadelemizde birleşiyoruz. 
Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz üzerindeki binlerce yıllık erkek egemen sömürü düzenine karşı Varlık Mücadelemizde Birleşiyoruz! 
Her gün erkek şiddetiyle katledilen kadınlar için Mücadelede Birleşiyoruz!
Anayasaya aykırı olarak bir gecede çıktığımız İstanbul Sözleşmesi’ne dönülmesi ve tartışma konusu yapılan 6284 sayılı kanunun etkin bir şekilde hayata geçirilmesi için çağrıda bulunuyoruz. İstanbul Sözleşmesinin fesih kararının geri çekilmesi 6284 sayılı yasanın etkin uygulanması için Mücadelede Birleşiyoruz!
Çocuklara yönelik şiddeti önlemeye yönelik Lanzarote Sözleşmesi’nin gereğinin yerine getirilmesi için Mücadelede Birleşiyoruz!
ILO’nun 190 Sayılı Sözleşmesine taraf olunması ve sözleşmenin yürürlüğe girmesi talebimizle çalışma yaşamında şiddet ve tacizin önlenmesine dönük Mücadelede Birleşiyoruz!
Ölüme karşı yaşamı, savaşa karşı barışı savunmak için Mücadelede Birleşiyoruz!
Bizler dünyanın dört bir yanındaki kadınlar; emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz için işyerlerimizde, evlerimizde, sokaklarda ve yaşamın her alanında savaşa, şiddete, yoksulluğa karşı haklarımız ve hayatlarımız için mücadelede birleşeceğiz! 
İşte tüm bu nedenlerle, biz Kayseri Kadın Platformu olarak, kadınların hakları ve özgürlükleri için bir aradayız. Alanlarda yüz binlerce sessiz kadının sesiyiz.
Bugün ve her zaman, kadınların hakları, özgürlükleri ve eşitlik mücadelesinde yan yanayız. “Haklarımız ve Yaşamak İçin Birleşiyoruz” 
Taleplerimizde ısrarcı, mücadelede kararlıyız!
HAKLARIMIZ VE HAYATLARIMIZ İÇİN MÜCADELEDE BİRLEŞELİM. GÜCÜMÜZE GÜÇ KATALIM. 
YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI !!