Programda konuşan Avukat Ferhat ÇAKIR; adil yargılanma hakkı hem TC Anayasasında, hem de Avrupa Birliği sözleşmesinde yer alır. Bir birey bir cürümle suçlandığında veya diğer bir yasal anlaşmazlığa karıştığında adil yargılanma hakkına sahiptir. Bu da, davanın makul bir süre içerisinde, bağımsız ve tarafsız bir mahkemede, hakkaniyete uygun bir biçimde ve kamuya açık olarak görülmesi anlamına gelir.
Çakır; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi adil olmayan binlerce yargılamayı vurgulayarak gündeme getirdiği ve bunlar arasında suçsuz insanların hapse konulmasına yol açan pek çok davanın adil yargılanma ilkesine aykırılık oluşturduğunu söyledi. İnsanlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden, yeniden yargılanma ve benzer adaletsizliklerin tekrarlanmaması için hükümetlerin uygun kurallar oluşturmalarını sağlama maksadıyla yararlanmışlardır.
Avukat Çakır; Kişinin uğramış olduğu bir haksızlık karşısında adil bir yargılama olması için makul bir sürede, bağımsız ve tarafsız bir mahkemede, hakkaniyete uygun bir biçimde, kamuya açık bir şekilde olması gerektiğini sözlerine ekledi.
Eğer bir yargılama makul bir süre içerisinde yapılamıyorsa adil yargılama yapılmamış sayıldığını sözlerine ekleyen Çakır gönümüzden güncel örnekler vererek, bir yıllık evliliğin 10 yıl kadar devam etmesinin adil yargılanmaya zarar getireceğini ifade etti.
Bir kişi veya grup, bölücü örgüt mensubu da olsa, tecavüzcü de olsa, dolandırıcı da olsa, hırsız da olsa adil yargılanma hakkına sahip olduğunu söyleyen Çakır, ceza davaların ortalama 5-6 yılda sonuçlandığını, ancak yüzlerce tarafın olduğu bir davanın 5-6 yıl gibi sürede bitemeyeceğini de sözlerine ekledi.
Devlet ile olan davalarda makul sürenin 2-3 yıl, kamulaştırma davalarında ise 3,5 yıl olduğunu sözlerine ekledi.
Adil yargılanma hakkının bir diğer ögesinin de bağımsız ve tarafsız mahkemelerin olması gerektiğini söyleyen Çakır, kararı verecek olan hakimin davadaki bireyler ile herhangi bir yakınlığının olmaması gerektiğinin altını çizdi. 28 Şubat sürecinde brifing alan hakimlerin bağımsız karar veremediğini de gündeme getiren Çakır, bu koşullar altında bağımsız ve tarafsız mahkeme ilkesinin ihlal edildiği de sözlerine ekledi.
Ülkemizde inancı gereği başını örten Müslüman kadınların yıllarca mahkemelerde görev yapamadığının da altını çizen Çakır, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Türkiye’deki bu uygulamanın insan haklarına aykırı ve ihlal içerdiğini kabul ettiğini söyledi. Çakır, İngiltere’de Sihlerin şapka takmasına müsaade edildiğini, başörtüsü ve burkayı yasaklamanın insan hakkı ihlali olduğunu belirtti.
Mahkemelerin hakkaniyete uygun ve kamuya açık bir şekilde karar vermesi gerektiğinin altını da çizen Çakır, seminerin sonunda soru ve cevap yaparak programı tamamladı