Geçtiğimiz aylarda hatırlarsanız, sizlerle birlikte bir nostalji yolculuğuna çıkmıştık!
Eski ama eskimeyen şarkılardan fal tutmuştuk…
Geçmişten günümüze uzanan şarkılarla anılara yelken açmıştık.
İlkyazım da hayatın gerçek ve kaçınılmaz duyguları sevgi ve aşk şarkılarını konu almıştık.
Bugün alışmak, alıştım, alışamadım gibi başlık içeren şarkılardan fal tutmak için hazırsanız başlayalım!
Aslında bu şarkıyı birçok kişi yorumladı ama bizim hafızalarımızda yer eden en belirgin isim elbette ki Selami Şahin’di! Yazımda ilk misafirim Selami Şahin ve onunla özdeşleşen şarkısı…
Alışmak sevmekten, daha zor geliyor. Alışmak bir yara, bağrımda kanıyor. Sen yoksun kollarım, boşluğu sarıyor. Alıştım bir tanem, alıştım sana… Alıştım sana bir tanem, yokluğuna dayanamam, inan sensiz kaderimle, tek başıma savaşamam. Ben seninle var olmuşum. Sen yanımda olmayınca! gayesizim, bomboşum sözleri ile alışkanlığın sevginin önüne geçen bir duygu olduğunu ifade ettiği şarkısı döneminin en çok dinlenenleri arasında yerini almıştı…
İkinci olarak merhume Esengül ile devam edelim oda şarkısında; Bir haber bırakmadan, beni nasıl terk ettin? Ne yaptım ki sana ben? Bana düşmanlık ettin? Alışmışım bir kere, seni her gün görmeye! Kollarımı dolayıp, arzu ile öpmeye şeklinde duygularını ifade ederken hem alışkanlığı, hem özlemi bir arada vurguluyordu…
Hasreti, özlemi, sevgiyi, alışkanlığı en güzel ifade eden isimlerden biride arabeskin efsane ismi Ferdi Tayfur, oda bakın hangi sözlerle dile getiriyor alışkanlığını; duyarsan ağlama canım sevgilim. Ben her gün ölüp dirilmeye alıştım. Bazen şehirlerde, bazen köylerde, bir yırtık resminle aramaya alıştım…
Bir garip aşığım sevdim gönülden. Felek yar etmedi seni aldı elimden. Derdim yetmez gibi elin dilinden, her gün bin bir türlü söyleyene alıştım. Alıştım dese de alışamamış olmanın serzenişinin dile dökülmesi bu da tamamen…
1997 yılında ki şarkısı ile o dönemin parlayan pop müzik yıldızları arasındaki yerini alan Sibel Alaş şimdilerde kayıplara karışmış olsa da bakın, ö dönem hangi şarkı ile seslenmiş kaybettiği insana olan duygularını…
Yoksun burda seni sordum dalgalara! Güneş battı beni vurdun kahırlara… Yazık çok yazık sensizim, yine kör düğüm oldum yine kahretsin. Seni sordum dalgalara, martılara sandallara 'Kahroldum' sensizim…
Dayanamam ben bu son gidişine, alışamadım sensizliğe, garip olurum hazan gecelere, alışamadım bu son gidişine…
Şimdi 6 yıl öncesine gidiyoruz ve Burcu Güneş’in sözlerine şöyle bir göz atıyoruz. Kime yazılmış dertsiz kader? Kime bedelsiz sunulur zafer? Yine mi hüsran, yine mi ceza? Bitmiyor ki elveda! Kim kazandı acı çekmeden? Kim başardı doğruyu görmeden? Sevmeliyiz, sevilmeliyiz. Dolmuyor mu çilem düşmeden bir kere? Alışmak hep çok zor geliyor. Sen yokken bir yanım, öbür yarım eksik kalıyor…
İşte böyle şarkılar dönemlerine göre alışmak, alışamamak dile getirilmiş. İnsanın yüreği yanmadan, gözü yaşarmaz. Gerçekten sevmeden de bu sözler yazılmaz diye düşünüyorum.
Efendim umarım sizin için seçtiğim şarkılarla sizleri bir nebze olsun geçmişe döndüre bilmişimdir.
Eski başkadır, eskimiş bambaşkadır. Eskimeyen, unutulmayan ise şarkılar özeldir.
FACEBOOK YORUMLAR