RUHUN YÜZE YANSIMASIDIR!
Sosyal ilişki veya sosyal etkileşim; iki ya da daha fazla kişinin birbirleriyle iletişim halinde olmaları ve etkileşime girmeleri şeklinde açıklanır sözlük anlamında…
Ayrıca sosyal ilişkileri insanın karakterinin tezahürüdüryani ‘ortaya çıkmak, kendini göstermek ya da belirmek’ gibi anlamlar üzerinden değerlendirilir.
Gittiğimiz bir ortamda yâda mekândaorada bulunan çalışanlara davranış biçimimizden tutun da sokaktaki bir hayvana merhametle bakışımız bile karakterimizden izler taşır.
Karşımızdaki kişi veya kişilerin bize nasıl davrandığından ziyade, bizimdışımızdaki insanlara nasıl davrandığı da önemlidir.Bir insanı tanımanın en iyi ve önemli yollarından birisi de arkadaşlık bağıdır.
Köklü arkadaşlık bağı olanlar, genel manada sadık, sabırlı ve yapıcı karakterdedirler.
“İyi yürekliler, insan olsun, hayvan olsun, hep küseğen olurlar. Küsmeyen adamdan kork.” diyor Yaşar Kemal. Zaten İnsan en çok, en sevdiğine kırılıp, küsebilir. Çünkü daima, en sevilen kırıp parçalayabilir bir yüreği. Birisi size küsüyorsa, verdiği değerin büyüklüğündendir. Bunu asla unutmamalı.
Güzellik ruhun yüze yansımasıdır. İnsanın kalbinde ne varsa yüzüne o yansır.
Bir insanın yüzünün güzelliğinden ziyade huyunun güzelliği makbuldür.
Yüzün güzelliği gelir geçer, huyun, karakterin, ahlakın güzelliği kalıcıdır ve işte o mücevher gibi parlar.
Etrafımıza şöyle bir baktığımızda çok güzel kadınlar, yakışıklı erkekler görürüz, fakat bu insanların çoğu zaman da yalnızlığa mahkûm olduklarına şahit oluruz.Bu nedendir bir insanı sevdiren huyudur.
Dışardan çok güzel gördüğümüz insanların huylarında bir problem vardırki, bu insanlar yalnızlar diye düşünüyorum.
Ahlakı, karakteri, huyu suyu güzel olana doyum olmaz. Huysuz, ağzı bozuk, küfürbaz insanlar itici olurlar. Huyunu tam anlamıyla anladıktan sonra etrafındakiler koşarak onlardan uzaklaşırlar.
Dışları çok güzeldir, ama içlerine girip az bir muhabbetle tanıdığınızda huyu beş para etmez denir ya öyle insanlar var işte… Dışı biblo kadar güzel ve çekici. İçi çürük bir meyve adeta…
Üzmek, üzülmek, üzüntü gibi kelimelerin etimolojik kökeni, Eski Türkçede kırmak, koparmak anlamına gelen “üz-“ fiil kökünden gelmektedir. Bu demek oluyor ki; Birini üzdüğümüzde onun ruhundan bir şeyler koparıyoruz, onu kırıyoruz. Üzmemeli sırf bu yüzden hiç kimseyi. Kendimizi bile.Gregor
Mübarek üç ayların ikincisi olan Şaban ayının 14. gününü 15. gününe bağlayan gecesi Berat gecesi İslam dininde kutsal kabul edilen gecelerden biridir.
Temizlenme ve günahlardan arınma imkânının sunulduğuna inanılan kandil günü ismini Arapça ‘da temize çıkma anlamına gelen ‘berat’ kelimesinden almıştır.
Şaban ayının 15. gecesi idrak edilen Berat Kandili, Allah'ın af, marifet ve rahmetiyle bezeli kutlu bir gece olarak kabul ediliyor. Berat Kandili aynı zamanda Ramazan'ın da habercisidir.
Bende bu vesile ile tüm İslam âleminin mübarek ‘’Berat Kandil’inin’’ hayırlara vesile olmasını, hastalıklara şifa olmasını, dertlilere deva olmasını, borçlulara eda olmasını yüce Allah’tan niyaz ediyorum. Yeni açılacak olan tertemiz hayat sayfanızda her birinize hayırlı, huzurlu, gönlünüzce bir ömür diliyorum. Hayalinizi hayatınızda yaşamak nasip olsun! Hayırlı kandiller… Saygıyla…
FACEBOOK YORUMLAR