Selda AVCI

    Selda AVCI

    TUZLU KAHVE..

    MİSLİ İLE…

    09 Temmuz 2021 - 11:19

    Emin olun her gecenin bir sabahı, her kışın bir baharı vardır. Hiçbir dert, sıkıntı insanda ömürlük kalıcı değildir. Sadece her şeyin bir var olma süresi vardır o beklenir.

    Ne yapılan iyilik, ne de kötülük karşılıksız kalmaz. Her ikisi de misli ile karşılığını zamanla size verir. İyilik eden iyilik bulurken, kötülük edenin de yaptığının yanına kar kalması beklenemez…


    Kim kime ne yaşattı ise kendisi de aynısını yaşamaya mahkûmdur. Onun içindir ki iyilik yapmak bizim için doğru olanıdır. Kötü olmak çok kolaydır, iyi olmak ve iyiliği başarmak zordur. Allah’ın yarattığı hiçbir kulun diğer bir kula zulüm etme hakkı yoktur.

    Şu da bir gerçektir ki, sadece boş insanlar kişilerle uğraşırlar, çünkü onların yapacak işleri yoktur. İşinde gücünde olan insanlar kişilerle uğraşmaya zaman bulamazlar. Şunu da unutmamak gerekir ki güç dengesi çok değişkendir.

    Bugün zirvede olanlar, yarın belki hiç olmayabilirler. İndirici bindirici dünya burası… Bugün sıradan biri iken Allah’ın ol demesi ile yarın zirvede olabilirsin. Bugün zirvede iken, yarın bir hiç olabilirsin… Aslında bu bilinç ile hareket edildiği zaman, nereden geldiğimizi unutmadan hareket edersek, yaşadığımız olaylar bizi daha az yaralar.

    Ne olursak olalım ama sadece ne oldum delisi olmayalım o yeter. İlahi kameraların 7/24 kayıtta olduğunu unutmadan yaşayalım. Herkesin kurduğu planlar, kazdığı kuyular bir gün kendi önüne elbette çıkacaktır. Yaşattığını yaşamadan kimse ölmez bunu unutmamak gerek…

    Yani sözün özü diyeceğim o ki, kötüler kazanıyor gibi görünseler de, zafer eninde sonunda iyilerin olacaktır. Ben başarılı olduğumu, güzel işler yaptığımı düşmanlarımın çokluğundan anlıyorum ve bu yolda çizgimi bozmadan doğru ve dik durup, eğrinin belasını bulacağı günü bekliyorum…

    ********

    Son zamanlarda etrafımızı gözlemlediğimde dilenciliğin adeta bir meslek haline getirildiğini görmemek mümkün değil! Neredeyse çarşı merkezinde her cadde, sokak, trafik ışıkları fark etmeksizin küçücük çocuklar, kucağında bebeği olan kadınlar ve bedenen engeli olan kişiler kolay yoldan para kazanma şekli olarak seçiyor belki de dilenciliği…

    Parmak kadar çocuklar alacağı üç beş kuruş uğruna canlarını hiçe sayarak trafikte onca aracın içinde cirit atıyorlar… Zabıtalar mesai saatleri içinde hemen hemen her semtte gerekli denetimleri, çalışmaları yapıyor fakat bu dilencilik resmen bir şebeke gibi sayıları o kadar çok ve her geçen gün o kadarda artıyor ki buna müdahale edilmesi neredeyse imkânsız hale gelmiş durumda!

    Ekmeğini çöplerden topladığı kâğıt, hurda vs. ile alın teri ve emeğiyle kazananlarda var. Diğer yandan kolay para kazanmak için çocukları ile duygu sömürüsü yaparak ışıklarda cadde ve sokaklarda vicdan muhasebesi yaptıranlarda var.

    Bu kişilerin bu kadar çoğalmamalarını önlemek için bize düşen görev ise acıma duygumuzun bu insanlara emek vermeden para kazanma kolaylığını sağlamasına izin vermemek olacaktır.

    Hele hele de küçücük bebeklerini kucaklarına alarak soğuk, sıcak demeden trafik ışıklarını mesken tutanların hali içler acısı! Zabıta ve polislerin mesai saatleri içinde tek tük gördüğümüz bu dilencilik şebekesinin, mesai bitimi ile birlikte sayılarının iki, üç katına çıktığını görmemek imkânsız! Saygıyla…



     

    FACEBOOK YORUMLAR

    YORUMLAR

    • 0 Yorum