Selda AVCI

    Selda AVCI

    TUZLU KAHVE..

    DÖNEN YOK SEFERİNDEN!

    18 Şubat 2021 - 20:23 - Güncelleme: 18 Şubat 2021 - 20:27


    DÖNEN YOK SEFERİNDEN!

    Yazımın başında tüm İslam âleminin mübarek "Regaib Kandilinin" hayırlara vesile olmasını yüce Allah'tan niyaz ediyorum.

    Hayatımızda olan bir insanın ölümününün ardından, ölen kişinin kayıplarına, yaşanmamış günlerine, yarım kalan hikayelerine, tamamlanmamış hayallerine hiç hüzünlenmeyiz. 

    Onu bir daha göremeyeceğimize, onunla bir daha konuşamayacağımıza, onun bir daha hayatımızda olamayacağı  için kederleniriz. 

    Yani özümüzde kendi kaybımıza, kendi kederimize, kendimize üzülürüz. İnsanoğlu, bencil bir varlıktır. Bu, davranış yanlış demiyorum ama bu ne yazık ki böyledir.

    Her geçen gün birileri veda ediyor bu fani dünyaya. Ünlü, ünsüz, genç, yaşlı, zengin, fakir demeden hayat sahnesinde rolü biten, tüm hayallerini, umutlarını, ailesini, sevdiklerini geride bırakıyor ve veda bile edemeden sessiz sedasız öylece çekip gidiyor işte.

    Bugün ikinci bir trafik kazasını daha sağ salim atlattım elhamdülillah. Çok şükür Rabbim yine beni sevdiklerime, sevenlerime bağışladı!

    Evet bu benim ikinci trafik kazam oldu, maddi hasarlı ama olsun cana geleceğine,mala gelsin deyip, hayatta olduğuma şükrettiğim bir kaza...

    İlk kazada oldukça panik olmuştum, kaç sakinleştirici ile zor sakinleşmiştim. Yaklaşık 2 ay araç kullanmamıştım. Oysa korkuların üzerine gitmeyince olmuyormuş, bunu o dönem öğrenmiştim. İkinci kazada daha sakin bir tavır sergiledim belki de insanoğlunun herşeye hemen alıştığı gibi önceki yaptığım kazadan dolayı ikinci kaza bana normal gelmiştir belli mi olur. 

    Yani dostlar diyeceğim o ki ölüm yine beni teyet geçti. Yiyecek ekmeğim, içecek suyum, dünyadaki nasibim, sayılı nefesim henüz bitmemiş ki bana ikinci kez yeniden bir yaşam hakkı daha verildi.

    Neye seviniyorum her iki kazada da biliyor musunuz? Hiç kimseye zarar vermedim, ne maddi, ne manevi! Her iki kazada da zararı sadece kendime verdim. Hem maddi, hem manevi!

    Hayatta en korktuğum şey istemeden  birinin canını yakmak, ona zarar vermek, kalbini kırmaktır. Allah bundan hepimizi korusun! 

    Mal canın yongasıdır derler. Kaza sonrası ilk şok atlatılınca araçtaki maddi hasar ister istemez biraz üzse de, can kaybı olmadığı, kimseye zarar verilmediği için de sevinmiyor değilim.

    Hani Hacı Bektaş-i Veli diyor ya; Ayağın taşa takılsa, kalbini yokla! Bende bu kaza sonrasında hemen oturdum ve kendimi yokladım. Ben bilmeden kime ne yaptım, kimi kırdım, kimi üzdüm acaba diye!

    Diyeceğim o ki bu dünya inanın çok boş, bugün gördüğümüzün yarın ölüm haberini alabiliyoruz. Bu hayat ne kırmaya, ne kırılmaya gelmez de değmez de!

    Ne kaderin, ne kazanın, ne ölümün önüne geçilemez, engel olunamaz! Vakti saati beklenir herşeyin. Allah ol deyince her şey bir anda olabilir. 

    Bir gün bizide anacaklar, tıpkı şimdi bizim ölen insanların arkasından iyi biriyse. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun, çok üzüldüm iyi bir insandı dediğimiz gibi. İşte ben öldükten sonra bunu dedirtmek için yaşıyorum. İyi bir insandı. Bunu dedirtmek çok kolay aslında, sadece insan olacağız hepsi bu! Ama bazen bunu bile başaramıyoruz. 

    Bu dünyada ölümden başka herşey yalan, tek gerçek ölüm! Ölüm gelmeden bizim kendimize bulmamız gerekiyor. 

    Çok sevdiğim değerli bir insanın ölüm haberini alıp, üzerine kaza yapınca böyle duygusal bir mod ile bu yazı döküldü, kalemimden o bembeyaz kağıda. Allah ahirete intikal eden tüm inananlara rahmeti ile muamele etsin. Günahlarımızı affetsin.

    Bir çok giden memnun ki yerinden çok seneler geçti, dönen yok seferinden. Saygıyla...

    FACEBOOK YORUMLAR

    YORUMLAR

    • 0 Yorum