Mehmet Karakaya

    Mehmet Karakaya


    BABALARINDAN DAHA AKILLI BİR NESİL GELİYOR!

    22 Mayıs 2021 - 14:47

    Şu an babalarından daha akıllı bir nesil var Türkiye'de. 

    Gençlikten hiç umudu olmadığını dillendirenler çevrelerinde nasıl bir gençlik görüyor, daha doğrusu çevrelerine nasıl bir gençlik topladılar bilmiyorum ama benim çevremde hep aklı başında gençler var.

    (Geçenlerde üst düzey bir makam sahibi de "Gençlik çok bozuldu, kafelerden çıkmıyor" diyerek aslında sorunun temelinde bizatihi bu gençleri anlamayacak kadar uzak olduğunu da göstermişti. Ne demek bozuk?! Özeleştiri biraz da kendimize lütfen..)

    Mesela gençleri eleştirirken bir laftır edilir, "Fatih, İstanbul'u fethettiğinde 21 yaşındaydı" diye. Altı bomboş olan ezbere bir laf... 

    Fatih daha beşikteyken eğitilmeye başlanmıştı. 

    Sen ne ektin ki ne biçmeye çalışıyorsun be muhterem? Gençliğe ne verdin? 

    Öte yandan sen de genç oldun, peki 21 yaşında nereyi fethettin? Cevap yok... "Biz görevimizi tamamladık artık, sıra sizde." filan diyenler de var. 

    Kanuni, ihtiyarlığında kendini ata bağlatıp sefere gidiyordu, o ne olacak? Fatih örneği verirken iyiydi? 

    Yaş farkından güç alıp da kimseye tepeden bakmayın muhterem büyükler. 

    Dünyaya sizden birkaç sene sonra gelmiş olmaları o gençlerin günahı değil. Evvela gençlerin gönüllerine girin.

    Onlara yatırım gözüyle, sömürülecek enerji kaynağı gözüyle bakmayın. Hepsinin farklı alanlarda yetenekleri var, bir el atın. Ekmeğinizi bölüşün. Onları tartmak için tek ölçünüz üniversite diploması olmasın. 

    Üniversite okumak bir ayrıcalık olmaktan çıkalı çok oldu. Herkes üniversite okuyabilir bugün. Ben de üçüncü okulumu okuyorum.

    İlçeleri ilkokul gibi üniversiteler sardı, adım başı üniversite var. Asıl meselenin sağa sola okul diye soğuk soğuk devasa binalar dikmek değil, o binaların içini doldurmak olduğunu artık kavrayın.



    En fazla kavrayamadığımız da fikir adamlarının geride bıraktıklarının önemi. Hatamızın temelinde de bu var zaten.

    Sadece bir tane genç adam yetiştirsek, ona her şeyimizle ilham olsak ve o da bizlerin öğretilerimiz üzerine ekledikleriyle yüz binlerce kişiye ilaç olsa amel defterimiz kapanmaz yahu! 

    Milyonlarca genç içinden artık ne bir yerli süper basketbolcu çıkıyor ne de Necip Fazıl'lar, Nazımlar? Neden?

    Gençler bizlerden erdemli bir hareket görmeye o kadar muhtaç ki... 

    Ancak bu gençler kendi kendilerini yetiştiriyor. Onları en fazla yavaşlatan da bizleriz.

    Çoğu zaman önlerindeki en büyük engel kendi anneleri ve babaları, onlara güzel örnek olamayan, onlarla ilgilenmeyen yakın çevreleri.

    "İyi bir sanatçı ustasını geçer ve kendisini geçecek bir çırak yetiştirir." diye Japonların güzel bir atasözü var.

    Şimdi çırağının ayağını kaydıran, kendisini geçecek gibi gördüğü gence de haset edip önünü tıkayan ustalar görüyoruz bol miktarda. Gençlere bir çay bile ısmarlamaktan erinen adamlar da gençleri eleştiriyor boyuna. 

    Türkiye'nin çocukları geçim derdine daha 12-13 yaşlarında düşüyor. Maddi ve manevi olarak ezilen bir gençlik...

    Yokluk da yaşadık, devasa firması da elinden gitmişti babamızın ama biz hiç çaktırmadık. O günlerimde "Senin cebinde 5 kuruş yoktur şimdi bilirim ben" deyip yemek ısmarlayan, borç para veren ağabeylik gördüğüm adam sayısı o kadar azdı ki... 

    "Paran var mı?" filan diye sormayın mesela gençlere.

    Direkt borç para sıkıştırın ceplerine olur mu? Çünkü "Var" der o gençler. Ama sonra yanınızdan ayrıldığında bindiği otobüsün tramvayın cihaz pasosunda bakiye kalmadığını duyurur da otobüsten iner ve kilometrelerce yolu yürür o genç.

    Ben o gençleri çok iyi tanırım.

    Bu hayatta bir şeyleri illaki ellerine yüzlerine bulaştırmışlardır. Büyükleri tarafından kendilerine fevkalade kötü örneklerle yönlendirmelerin yapıldığı bir memlekette bu gayet normal.

    Ah vatan aşkıyla yanan, kimseye muhtaç kalmamanın savaşını veren, geçim derdinden kafasını kaldıramayan o gençler... 

    Bir fırsat verilse, onlar dünyayı titretirler.

    Ah o milyonlarca lirayı çarçur eden özel kamu herkes, hepimiz.. Yatacak yerimiz yok.  Gereğinden fazla lüks evler, arabalar, bağlar bahçeler, içinde yapılan o muazzam süslemeler...

    Oysa o gençler için neler yapılırdı onca parayla.

    Ah keşke hükümetimiz ve muhalefet, günü kurtarma ve birbirini körkütük eleştirme siyasetini artık bırakıp, o vatansever gençleri bir görebilse..

    Birgün herşey gelip geçecek. 

    Çoğu insan ve olaylar unutulacak.

    Ama "Duâ alanlar, gece gündüz hizmet edenler, gençlere yatırım yapanlar" ise asla unutulmayacak. 

    Çok çalışalım da, çocuklarımıza ve gençlerimize, yaşanacak güzel bir ülke bırakalım. 

    Bu ülkenin bir açmazı da eğriyle değil de, doğruyla mücadele etmesi. Gençlerle mücadele etmeyelim yani, kazanalım, onlar çok kıymetli..

    FACEBOOK YORUMLAR

    YORUMLAR

    • 0 Yorum