M. Orhan Cebeci

    M. Orhan Cebeci

    Konuk Kalem

    Koca Yürekli İnsan Hayırsever Arkadaşım Suat Köylüoğlu,

    13 Ocak 2023 - 11:43

    Koca Yürekli İnsan
    Hayırsever Arkadaşım Suat Köylüoğlu,

    Emekli Öğretmen İsmail Samur hocamın 01.11.2019 tarihinde gazetemizde “Arkadaşım Suat” başlıklı bir yazısını paylaşmıştım. Aradan 4 yıl geçti. Geçen hafta 6 Ocak’ta “Çağdaş Develi” Gazetemiz Duayen Hayırsever Suat Köylüoğlu Ağabeyimizi manşete taşıdı. “Suat Ağabey’den Seyrani Kampüsü’ne destekler artarak devam ediyor.” Bu manşet hocamızın bir kez daha onu anmasına vesile oldu.

    Develi’de bu yaz on gün kaldım. Suat Ağabey ve Nezir Ötegen kardeşim  ile her gün Seyrani Kampüsü’ne gittik. Hayırseverler zirvesiyle, açılışlarla Develi tarihi bir gün yaşadı. İzlenimlerimi gazetemizdeki köşemde yazdım.

    Develi’de böyle övgü dolu yazıları hak eden birçok Develi sevdalısı hayırseverlerimiz var. Doğduğu topraklarla ödeşen tüm hayırseverlerimizi saygı ve hürmetle anıyorum.

     İşte o duygu yüklü harika bir yazı. Yüreğine ve kalemine sağlık değerli Samur hocam.

    Koca Yürekli İnsan Suat:

    Hiç birimizin yapamadığını yaptı. Birçok okul binası yaptırdı. Babası adına Turan Köylüoğlu İlkokulu, ağabeyi adına Havadan Köyü’nde Şinasi Köylüoğlu İlkokulu, annesi adına Sevim Köylüoğlu Ana Okulu.”  Develi’de yapılan her hayır eserde bir tuğlası var.

    Bunları biliyordum, yeni bir şey daha öğrendim; üniversitede okuyan Develili öğrencilerimize tamamen öz kaynağından ve şahsı hesabından  burs veriyormuş, bunu bilmiyordum. Öğrenince; öğrenciler, veliler ve kendi adıma çok sevindim. Bu atılımını büyük bir memnuniyetle karşıladım. Öğrenciler ve velileri seviniyor bunu anladık da sana ne oluyor diyeceksiniz. Anlatayım:


    Bizim oralarda bir söz vardır; “uzayan kol bizden olsun” derler. Kimin böyle cömert, hayırsever, bonkör bir arkadaşı var? Sizin var mı bilmem, ama benim işte böyle koca yürekli bir arkadaşım var. Nasıl sevinmem?

         Evet, Suat bizim gibi yoksul ailenin çocuğu değil, belli bir sermaye birikiminin içinde doğdu. Kendisine ailesinin fertleri yetişmesinde yardım etti, önünde örnek alacağı iş tecrübesi olan önderleri vardı. Aslında bu ona bir dezavantajda sağlayabilirdi. Okumaz, çalışmaz, yan gelip yatar, ailesinin birikimlerini afiyetle yiyebilirdi. O böyle yapmadı, okudu, çalıştı, kazandı. Şimdide muhtaç ailelere, ihtiyaç sahibi öğrencilere yardım ediyor.
           
    Bu yardım işi her babayiğidin harcı değil, insan çalıştıkça ve para kazanınca, paranın gücünü görüyor ve başlıyor paranın sağladığı rahatlıklardan yararlanmaya. Suat’sa öyle yapmadı.

    O bizim gibi rahat edebileceği, kazandıklarını çıtır çıtır yiyebileceği yörelere göç etmedi, Develi’de kaldı. Hemşerilerinin yanında durdu. Onlara destek olmaya devam ediyor. Bu yönüyle takdire layık bir arkadaşım. Kendisini gönülden tebrik ediyorum. 


    İlk Öğretmenliğim Karamürsel’in Bir Köyü:

               Yıl 1968 ilk tayinim Kocaeli Karamürsel’in yolu olmayan, okulu olmayan, elektriği olmayan bir dağ köyü. En son taşıt aracından indikten sonra çamurlara bata çıka 4 - 5 saat yürüyerek köye vardım. Akşam olmuştu, o akşamı muhtarın evinde geçirdim. Sabah kahvaltıdan sonra, “haydi artık okula gidelim, öğrencilerimle tanışmak istiyorum.” dedim, nede olsa ilk vazifemdi, heyecanlıydım.

               Muhtar, “Ne Okulu hocam, bizim köyde okul filan yok.” dedi. Gerçekten de köyde okul binası yoktu. Beni öğretmen olarak binası olmayan bir okula göndermişlerdi. Olmayan binada nasıl ders yapacaktım. 

              Meraklısına Not:

               Demek ki o zamanlar koskoca Karamürsel’de Suat gibi cömert, hayırsever bir kişi bile yokmuş. Cami avlusunda, köy meydanında, yağmurlu ve soğuk havalarda da köy kahvesinde ders yapmak zorunda kalmıştım.

    İkinci Görev Yerim Bartın’ın Bir Köyü:

     İkinci görev yerim. Zonguldak Bartın’ın bir köyüydü. Burada bir okul binası vardı, ama okulun durumunu görseniz herhalde oturup ağlardınız. Duvarlar boydan boya çatlamış (öyle yüzeysel boya çatlağı değil, bildiğin yarık), çatlayan duvarlar aşağı kaymasın diye direk destekler yapılmış, iki yıl içerisinde o destekler binen ağırlıktan eğilmiş. Okul çöktü çökecek. Sınıfların içerisinde fareler cirit atıyor. 

     Okul müdürüyüm mesuliyet bende. Allah göstermesin ders yaparken bir yıkılsa, hapishaneyi boylayacağım.

    Sadece benim çalıştığım okullar mı bu durumda. Diğer illerdeki okullarda aşağı yukarı o yıllarda aynıydı. Aradan elli yıl geçti. Devlet millet kaynaşmasıyla okullarımız mekân ve donanım itibariye daha güzel hale geldi. Her şeyi Devletten beklememeli elimizi taşın altına koymalı, vatanımız ve insanımız için bir şeyler yapmalıyız.


    Her Kasabaya Bir Suat Lazım:

    İnternette kasabamızın bir köyüne daha arkadaşım Suat’ın okul yaptırdığı haberini görünce bayağı ümitlenmiştim. Her kasabadan Suat gibi bir kaç hayırsever çıksa bu problem kendiliğinden çözülür.

    Durumu her iyi olan insan, bu ve buna benzer bir davranış sergilerse her şey düzelir diye düşündüm, basbayağı heyecanlanmıştım. Ama çok geçmeden hayallerim suya düştü; herkes Suat olamazdı ki:



    Hayırseverlik Suat’ın Kanında Var:

    Hayırseverlik insanların içinde var, ama diğer hayırsever insanlar yapsa yapsa; susuz olan birine bir tas su verebilir, aç olan birine bir lokma ekmek verebilir, hayvanlara bir kap su bırakabilir, bir kap  yemek verebilir, yere düşen birini kaldırabilir. Zor durumda olan bir kişiye üç beş kuruş verebilir. Soğukta kalan hayvanları evine alabilir, evsiz bir insana yardım edebilir.  

    Durumu iyi olmayan birine bağışta bulunabilir, İlaç alamayan hasta bir kişiye ilaç alabilir. Yaşlıların yolda karşıya geçmesine yardımcı olabilir, yoksul komşusuna bir kap yemek yapıp verebilir. Derneklere bağışta bulunabilir, hasta komşusunu ya da akrabasını hastaneye götürebilir Bunları hepimiz yapabiliriz...


    Tebrikler Arkadaşım Suat:

    Ama Suat’ın yaptığı apayrı bir şey. “Az veren candan, çok veren maldan olur” derler. Suat malının büyük bir bölümünü hiç düşünmeden, hiç çekinmeden milletin yararına, onların ayakları altına seriyor.

    Tebrikler Suat. Sen gerçekten teşekkürü hak ediyorsun. 

     Hepimiz çocukken kalemi olmayan arkadaşımıza iki kalemimiz varsa birini ya da silgisi olmayan arkadaşımıza silgimizin ucundan koparıp bir parçasını vermişizdir. Suat’ta eskiden böyle biriydi, okulda bizden farksızdı. Suat’ı görmeyeli yıllar oldu. Ben görmeyeli Suat kendini yetiştirmiş, olgunlaşmış, adam gibi adam olmuş.

    Adam gibi işler yapıyor; babasının, sonra kardeşinin, daha sonra da annesinin adına okullar yaptırdı. O okulları ders araç ve gereçleriyle
    donattı. Seyrani Kampüsü’nün yeniden canlanmasına hayırseverlerle örnek bir Kampüs olmasını sağladı. Sayısız öğrenciye kendi öz kaynaklarından burs veriyor. Tebrikler Suat. Senin gibi bir arkadaşım olduğu için gururlanıyorum. 



     Yardımseverlik, insanların sosyal hayatlarında önemli yere sahip olan bir davranış şekli, kişilik özelliği. Bencillik dürtüsü de doğal olarak içimizde hep var.  Bazılarımız bu dürtüyü bir şekilde dizginleyebiliyor, ama genellikle bunu başaramayan insanlar çoğunlukta. Yani toplumun çoğunluğu bencil insanlardan oluşuyor… Suat bencilliğini dizginleyebilen nadir insanlardan biri. “Rabbena hep bana!” demiyor. 

    Paranım Esiri Olmayan Hayırsever Suat.

    Suat, önsezilerine güvenen, herkesle iyi geçinen, herkesin onunla iyi geçindiği, takdir gören, daha doğrusu takdire layık olan eşsiz bir kişi. Bu kişiliği kazanmak öyle kolay bir şey değil, arkadaşım paranın o şaşaalı pırıltısına kendini kaptırmamış, köklü bir aileden geliyor, sonradan görme olmadığı her halinden belli, insanlığından hiç ödün vermemiş, sayıları günden güne azalan nadir bir insan.

     Hayırsever deyince kaşıntısı tutan zatların beğenemediği çok güzel âdetimizden biridir yardımseverlik. Ancak aklı kıt insanlar, apaçık çok güzel olan bu davranışı, alçak fikirleriyle küçük düşürmeye çalışıyorlar.

    Evet yardımlaşma, geleneklerimizin en güzeli. Hülasa, güzel şeydir yardımseverlik. Hele vaktiyle senin geçtiğin yollardan geçen birilerine yardım etmek, kendi geçmişinle hesaplaşmanın en mutedil, en verimli, en faydalı yoludur. Allah verenden de alandan da razı olsun.



    Toplumsal sevgi ve saygının oluşması için, insanların hiç tereddütsüz birbirlerine yardım etmeleri gerekiyor. Zor durumda olan insanlara yardım etmek, insan olmanın temel erdemlerinden biridir.

    Bunu çok iyi biliyoruz, ama yine de böyle kutsal görevi sadece Suat gibi belli bir olgunluk seviyesine gelebilen insanlar başarabiliyor. Arkadaşım Suat bunu en güzel yapanlardan, hepimizin örnek olacağı bir kişiliğe sahip. Onunla ne kadar gurur duysak az.



    Günümüzde bireyler birbirinden uzaklaşmakta ve sağduyularını günden güne kaybetmektedirler. Teknolojinin gelişmesi ile insanlar sanal bir dünyada yaşamaya başladılar. Suat teknolojinin esir alamadığı, kişiliğinden ödün vermeyen biri. Onun bu yönünü de takdir ediyorum. Suat gibi kişiler sadece takdiri değil, teşekkürü de hak ediyorlar. Teşekkürler kardeşim Suat.

     İsmail Samur
    (Emekli Öğretmen)

       

     

    FACEBOOK YORUMLAR

    YORUMLAR

    • 0 Yorum