15 Temmuz’da 13 vatandaşın şehit olduğu Saraçhane Meydanı’nda Ak Parti ve MHP genel başkanlarının birer konuşma yaptığı “anma programı” düzenlendi.

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli burada yaptığı konuşmada; “Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı tanıyınız, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı anlayınız, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı anlatınız” diyerek önemli bir noktaya işaret etti. Tanıyın, anlayın, anlatın!

Bu nokta “yol ve dava” arkadaşlığıdır, “Kızılelma” idealidir, “ezanları” kıyamete dek gökyüzünde yankılatma inancıdır, geçmişteki rekabeti “devletin bekası ve milletin refahı” için kenara koyarak yol alma ferasetidir!

Cumhur İttifakı’nın siyasi rakibi başta 6’lı masa genel başkanlarından oluşuyor. Orada durum nedir?

Sayın Meral Akşener’in ortak miting yaparak; “Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu tanıyınız, anlayınız, anlatınız” demesini bekler misiniz? Madem ülkeyi “beraber yönetmeye” talip oldular öyleyse birbirlerine sıkı sıkı tutunmaları gerekmez mi? Birbirine pamuk ipliği ile bağlı olanlar ülkemizin sapasağlam yol almasını sağlayabilir mi?

Sayın Akşener bir an için; “Kılıçdaroğlu’nu tanıyınız” derse nasıl tanıyacağız?

Terörle mücadele tezkeresine “hayır” demiş!

Lezbiyen, gay, biseksüel ve transeksüellere (LGBT) alan açıp sosyolojik olarak meşru görüyor!

Kur’an-ı Kerim kurslarına “ortaçağ zihniyeti” diyen grup başkanvekilleri var!

“Başörtü yasaklansın” diye Anayasa Mahkemesi’ne gitmiş; bakmayın şimdi Yeni Asya Gazetesi’nin temsilcisinin evine gidip poz verdiğine!

15 Temmuz darbe kalkışmasını evde terlikle ekrandan izlemiş!

Deniz Baykal’a kurulan FETÖ kumpası sonucu genel başkanlık koltuğuna oturmuş!

“Masada HDP’yi yok saymıyoruz” demiş!

Meral Hanım siz Kemal Bey’e ve CHP’ye kefil misiniz? “Beraber” yöneteceksiniz ya! Temel Bey kefil misiniz? “Ömrüm CHP zihniyetiyle mücadele etmekle geçti” diyen Sayın Davutoğlu kefil misiniz?

“Niye kefil olalım” mı diyorsunuz? Siz daha birbirinize kefil olamıyorsanız millet size niye vekâlet versin? Peki, siz Kemal Bey; “Davutoğlu’nu anlayınız, Akşener’i tanıyınız, Karamollaoğlu’nu anlatınız” diyebilir misiniz? Siz İyi Parti ve Saadet Partisi’ne destek veriyor musunuz?

Yoksa “Hele seçimlere kadar idare edelim, berabermiş görüntüsü verelim, Erdoğan’ı devirelim, sonra bakarız” düşüncesinde misiniz?

“TERÖR DİYENLER FETÖ/PKK DİYEMİYOR”

“Terörü kınıyoruz” diyorlar ama PKK diyemiyorlar, “terörü kınıyoruz” diyorlar ama FETÖ diyemiyorlar! HDP bile “terörü kınıyoruz” diyor! İşte bunlar hep 6’lı masanın ayakları..!

Terör elebaşı Murat Karayılan’a sorsan o da “terörü kınıyoruz” der! Yeter artık “kenardan kenardan” siyasetiniz, yeter artık “suya sabuna fazla dokunup HDP’yi incitmeyelim” tavrınız! PKK diyeceksiniz, FETÖ diyeceksiniz ki tavrınız netleşsin! Terörle mücadele sadece Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli ve BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin işi mi? Hükümeti eleştirseler bile ve siz onların fikrine katılmasanız bile terör örgütleri söz konusu olunca TDP Genel Başkanı Mustafa Sarıgül gibi, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek gibi net olun!

“HDP”

PKK’yı bir kere bile kınayamayan HDP’li yöneticiler yeniden “Türkiye partisiyiz” demeye başladılar. En son bunu dediklerinde Kurban Bayramı’nda ihtiyaç sahiplerine et dağıtan çocuklar katledilmişti!

“EKREM İMAMOĞLU VE SEÇİMLER”

2019’da seçildiğinde Ekrem İmamoğlu’nun CHP, İyi Parti ve diğer bazı partilerin gözünde “çok yüksek puanı” vardı. “İstanbul’u alan Türkiye’yi alır” sözünün gerçekleşmesi için ellerine fırsat geçmişti. Ama olmadı! Ekrem Bey bütün puanını eritti ve nihayet seçimlerde aldığı oy oranının bile gerisine düşmüş vaziyette!

İBB Başkanı çalışacak, verdiği sözleri tutacak, “başarı hikâyesi” yazacaktı. Böylece CHP, İyi Parti ve HDP’nin göstereceği Cumhurbaşkanı Adayı’nın eli rahatlayacaktı! Hiçbiri olmadı.

Ekrem Bey “çalışmayı” değil, “algı yönetimi” yapmayı tercih etti. Seçimlerden önce İstanbul’a vaat ettiği 100 bin araçlık otopark, 5 senede 100 bin konut, tiyatro sahnelerini iki katına çıkarma, 30 yeni yüzme havuzu, 30 yeni kapalı spor salonu, 40 doğumhane, 20 kadın sağlığı merkezi, 10 çocuk sağlığı merkezi, 15 yeni yaşam vadisi gibi sözlerin hiçbirini gerçekleştirmedi.

“Engellendim” deyip durdu. “Temel atmama” töreni yaptı. Kendini eleştiren CHP’lilere bile “Akıllı olun” diye parmak salladı. Belediye başkanlığı yapıp hizmet edeceğine “parti genel başkanı” gibi davrandı. CHP ve İyi Parti’nin “ortak belediye başkanları” olan Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş “hiçbir başarı hikâyesi” yazamadılar.

Ekrem İmamoğlu’nun bu vâhim hikâyesi aslında CHP ve İyi Parti’nin gerçekliğidir!