Hacı YAKIŞIKLI

    Hacı YAKIŞIKLI

    Misafir Kalem

    DOĞALGAZ 18 YILDA DEĞİL, 150 YILDA BULUNDU!

    01 Eylül 2020 - 14:03

    Doğalgaz 18 yılda değil, 150 yılda bulundu!
     
    Karadeniz’de bulunan “Sakarya Gaz Sahası” milletin 18 yıllık özlemi değil, 150 yıllık özlemiydi! Sınırlarımızın cetvelle çizilmesinin en büyük sebebi petroldü. Bugün sınırlarının hemen yanı başında petrol çıkarken Türkiye’de büyük petrol kaynaklarının olmamasının en büyük sebebi “sınır çizen” Batılı devletlerdi. Asırlık kirli plan “Libya Antlaşması” ile bozuldu, “Sevr” tersyüz edildi. Doğu Akdeniz’deki arama faaliyetleri ile “Lozan” da tersyüz ediliyor, edilmek zorunda! Adalarla etrafımızı kuşatanların “Zafer kazandınız” ikiyüzlülüğüne aldanmamak gerekir. Bunu “ideolojik tutum” olarak söylemiyorum. Eski antlaşmalara mahkûm olmak zorunda mıyız?

    Milletin 150 yıllık özlemine son veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni kaynakların aranmaya devam edeceğinin işaretini verdi.

    Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak; “Ne doğu ne batı, yeni eksen Türkiye” sözleriyle Türkiye’nin bağımsızlığını bir kez daha ilan etti. Ülkenin geleceğini inşa eden tuğlalarda emeği büyük!  

    “YENİ HEDEF: PAKİSTAN PETROLÜ”

    Pakistan’ı iyi tanıyan TBMM İdare Amiri ve Ak Parti Milletvekili Ali Şahin müthiş bir soru sordu. “Türkiye’nin sismik araştırma gemileri Pakistan deniz sahasında niçin petrol aramasın, neden olmasın?” diyen Şahin’in sorusuna, “Bence olur” diyen çok sayıda vatandaşımız var.

    İçeride terörü minimize edip PKK ve FETÖ’yle çok yönlü mücadele veren Türkiye giderek güçleniyor. Güçten korkmayın! Zalim devlet anlayışının sahipleri “birdenbire” dünyanın her yanını sömürmeye başladılar. Türkiye, merhamet devletidir. Bir asır evvel İstanbul’dan yönetilen dünya başkentleri şimdi Ankara’dan “kardeşlik hukukuna uygun olarak” yönlendirilebilir.

    Yeni hedefler belirleyen devlet büyüktür. Türkiye muhakkak “en büyük” olacaktır. 

    “SALAH ZİNDANDA, HENİYE KÜLLİYE’DE” 

    1948 Filistin İslami Hareketi’nin kuzey kanadının lideri Şeyh Raid Salah” 17 aylık hapis cezasını çekmek üzere ailesiyle vedalaşıp geçtiğimiz hafta İsrail zindanlarına gitti. Yüzlerce seveni arasından yürüyerek zindana gitti. Tıpkı Pınarhisar Cezaevi’ne binlerce kişinin sevgi gösterileri altında yürüye yürüye giden Erdoğan gibi! O da aylarca zindanda kalmıştı.

    Geçen hafta sonu ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye” ve heyetini Vahdettin Köşkü’nde kabul etti.

    Bu bir ahde vefadır, bu ümmetin son kalesi Türkiye’ye yakışandır.

    Ayasofya-i Kebir Camii’ni açarak Fatih Sultan Mehmed Han’ın bedduasını milletin üstünden kaldırmak ile mazlumlara kol kanat olmak Türkiye’yi küresel güç olmanın ötesine taşıyacaktır. Devam, aynen devam!

    “HÜKÜMET DEĞİŞİRSE TEHDİDİ”

    Bizi çoğu zaman “Ya hükümet değişirse?” diye tehdit ediyorlar. Bu öyle bir “algı yönetimine” dönüştü ki soruyu dostlarımız sorar oldu. Hepsi de ara sıra “akıma” kapılmış gidiyor! Bazıları çıkıp; “Duvarları başımıza yıkarlarsa gerekirse altında kalırız ama davamızdan dönmeyiz” demiyor. Bir tehlike varsa budur! Davanız “Büyük ve güçlü Türkiye” ise hiçbir şeyden korkmayın!

    “Değişirse…” dediğiniz hükümetin Başkanını zindana atan siz, eşi Emine Erdoğan Hanımefendiye hakaret eden siz, fakülte önlerinde gencecik kızların onuru ve geleceğiyle oynamaya kalkan siz, Akit’in binasını 400 özel harekât polisiyle basan siz,  sonra dönüp, “Hükümet değişirse” diye aba altından sopa gönderen yine siz!

    Dün hiç korkmadık, bugün de korkmuyoruz! Demirden korksak trene binmezdik. Biz, ümmetin son kalesi yıkılmasın diye duvarlar altında kalmayı göze alanlardanız! Değiştirmek istediğiniz bir şey varsa buyurun, siz ordaysanız biz de buradayız!

    SİNOP ŞEHRİ VE NAZIM MAVİŞ

    Ak Parti Sinop Milletvekili Nazım Maviş’in misafiri ve Anadolu Yayıncılar Derneği’nin (AYD) organizasyonuyla Sinop’taydık. Tevafuk ki Cumhurbaşkanımızın “Karadeniz doğalgazı” müjdesini de Cuma günü Karadeniz’in en güzel şehirlerinden Sinop’ta aldık. AYD’nin her programı samimi oluyor, gazetecilik mesleğine değer katıyor.

    Nazım Maviş şehre yakışan bir vekil; hani “vekâletin hakkını veriyor” diyeceğimiz çalışmalar yapıyor. Türkiye’nin yerel ve ulusal en önemli gazetecilerinden bir kısmını şehre getirmek başlı başına önemli! Zira birçoğu Sinop’a ilk kez geldi ve programa katılan gazeteciler şehri artık yakından tanıyor. Şehir adına önemli bir kazanım ve Sinop’un tanıtıma, gelişmeye ihtiyacı var. Öyle güzel bir şehir ki insan buraların hak ettiği daha iyi noktalara gelmesini arzu ediyor.

    Selçuklu Devleti’nin ilk deniz şehri dersek önemi daha iyi anlaşılır. Yalnız Nazım ağabeyle “Sinop Mantısı mı Kayseri Mantısı mı?” noktasında henüz bir mutabakat sağlayamadık. Bence her ikisi de farklı kulvarlarda! Bunu da başka bir ziyaretimizde çözeriz artık.

    FACEBOOK YORUMLAR

    YORUMLAR

    • 0 Yorum