Dilara TANIRLI

    Dilara TANIRLI

    Hukukçu gözüyle

    Hakaret Suçu ve Sosyal Medya Üzerinde İşlenen Hakaret Suçu

    30 Mayıs 2022 - 11:06

    Anayasa ve kanunlar genel itibariyle kişilerin fiziksel ve sosyal haklarını korumak için öngörülmüş metinlerdir. Bu haklar kişinin sosyal statüsünden kaynaklanabileceği gibi fiziki durumundan hatta sadece ruhani bütünlüğünden kaynaklanabilmektedir. Bu anlamda hakaret suçu Türk Ceza Kanunu kapsamında kişinin saygınlığını korumak, onur ve şerefini güvence altına almak için düzenlenmiş daha ziyade kişiyi manevi anlamda zarar görmekten korumaya yönelik bir suç türüdür.

    Hakaret suçu iki şekilde karşımıza çıkabilir bunlardan ilki kişiye bir olguyu isnat etme bir fiili yükleme şeklinde işlenen hakaret suçudur. Örnek vermek gerekirse bir kişinin terör örgütü mensubu olduğu ya da hırsızlık yaptığı şeklinde söylemlerde bulunmak kişinin dahil olmadığı olgular şeref ve haysiyetine zarar vermek amacıyla isnat edildiği için hakaret suçuna ( somut olayın şartlarına göre iftira suçuna da dahil edilmesi mümkündür) sebebiyet verecektir.

    Hakaret suçunun ikinci türü ise sövme diye adlandırılan kişinin onurunun zedelenmesidir. Bu duruma örnek olarak: haysiyetsiz, aptal, rüşvetçi, beyinsiz, adam olamamış vb gibi ifadeler sövme yoluyla hakaret suçuna sebebiyet verecektir. Ancak önemle belirtmek isteriz ki kötü dilekler, beddualar hakaret suçunu oluşturmamaktadır. Bir söylemin hakaret suçunu oluşturup oluşturmadığı hususunda somut olayın şartlarına göre değerlendirme yapılması gerekmektedir. Nitekim kimi söylemler hakaret suçunu oluştururken kimileri ise yalnızca eleştiri niteliği taşıyabilecektir. Yargıtay bu anlamda tanınmış kişilere karşı yapılan söylemlerde, toplumda kendine yer edinmiş kişilerin eleştiriye ve farklı görüşlere daha açık olması gerektiğini benimseyerek hakaret suçunun sınırlarını kısmen daha dar tutmaktadır. Toplum tarafından bilinen kişilerin eleştiriye katlanma yükümlülüğü olduğunu vurgulamaktadır.

    Hakaret suçunun kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret ve cumhurbaşkanına hakaret suçu haricindeki türlerinin takibi şikayete bağlıdır ve uzlaştırmaya tabidir.

    Hakaret suçu iki şekilde işlenebilir; mağdurun yüzüne karşı işlenen huzurda hakaret ve yokluğunda işlenen gıyapta hakaret. Mağdurun yüzüne karşı işlenen hakaret suçunda mağdurun suça o an maruz kalması suçun oluşması için yeterlidir. Yüz yüze işlenebileceği gibi haberleşme araçları ile telefon, mail yoluyla da huzurda hakaret suçu işlenebilir. TCK 125/2 kapsamında ileti yoluyla hakaret şeklinde adlandırılan bu suç türünün oluşması için aranan manevi kast mağdurun hakareti öğrenmesinin istenmesidir. İleti yoluyla işlenen hakaret suçunun cezası üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasıdır.
    Hakaret fiili huzurda işleneceği gibi kişinin gıyabında da işlenebilir. Bunun için kanun koyucu en az 3 kişiyle ihtilat halinde işlenmesi şartını aramaktadır. Yani failin kendisi hariç üç kişinin bu hakareti duymuş olması şarttır.

    Özellikle son dönemlerde sosyal medya kullanımının artması ile ileti yoluyla işlenen hakaret suçu önem kazanmıştır. Yargıtay bir maili forward etmek, bir tweeti retweet etmenin de hakaret suçunu oluşturduğu kanaatindedir. İşbu sebeple hakaret içerikli paylaşımları yaymak ve yeniden paylaşmak hakaret suçuna sübut verecektir.

    TCK m.129/1 gereği hakaret suçunun bir haksız fiile tepki olarak işlenmesi halinde faile ceza verilmeyebilir veya cezası 1/3’üne kadar indirilebilir. Bu anlamda mağdura karşı işlenen haksız fiil önem arz etmekte, orantılılık ilkesi gereği işlenen haksız fiilin ağırlığına göre hüküm kurulmaktadır.

    TCK md. 129/2 gereği ise hakaret suçunun kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde faile ceza verilmez.

    Özellikle sosyal medya üzerinden işlenen hakaret suçunda mağdurun kimliği açıkça hedef gösterilmemiş olabilir. Ancak gerek kanun gerekse Yargıtay mağdurun kimliği nitelikleri gereği duraksanmayacak ölçüde anlaşılıyorsa sırf isim belirtmemiş olmak hakaret suçunun oluşmasına engel değildir.

    Suçun basit şeklinde, hakaret suçunun cezası 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.
    Suçun nitelikli hallerinde hakaret suçunun cezası ise 1 yıl ile 2 yıl arasındadır (TCK m.125/3).

    Hakaret suçunun;

    • a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
    • b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
    • c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, işlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
    Yine bu anlamda kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı işlenen hakaret suçu zincirleme suç hükümleri kapsamında değerlendirilir, hakareti alenen işlenmesi halinde ise verilecek ceza 1/6 oranında arttırılır.

    TCK md. 129/3’e göre hakaret suçunun iki kişi tarafından karşılıklı işlenmesi halinde “karşılıklı hakaret suçu” meydana gelir. Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

    Hakaret suçu aynı zamanda bir kişilik haklarına saldırı ihtiva ettiği için ceza davasına ek olarak tazminat davası konusu da yapılabilecektir. Ceza davasında görevli mahkeme Asliye Ceza mahkemesi, tazminat davasında ise Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili yer suçun işlendiği yer olabileceği gibi suçun basılı eser vasıtası ile işlenmesi halinde yayım merkezinin bulunduğu yer de yetkilidir. (CMK md. 12/3)

     

    FACEBOOK YORUMLAR

    YORUMLAR

    • 0 Yorum