• Reklam
Reklam
Reklam
Betül MERT

Betül MERT

Sosyolog Gözüyle

EVLİLİKTE YALNIZLIK!

28 Haziran 2021 - 13:54

 Yalnızlık; hüzün, mutsuzluk, önemseyecek-değer verecek birinin olmaması ve tek başınalık demektir. 

Bazı kişiler için yalnızlık zor ve dayanılmaz iken bazı kişiler için ise huzur, sakinlik,hayatına kimsenin karışmaması, hiç kimse tarafından yönetilmemekgibi anlamları içermektedir.
Yalnızlığın çoğu zaman kişi için bir ihtiyaç, bazı zamanlarda tek başına kalarak dinlenme, hiç konuşmama, sessizliğe gereksinim duymadır.

Ancak yalnızlığa çok az gereksinim hissettiğini,insanların yalnız ve tek başına kalmaktan korktuğunu söyleyebiliriz.

Yalnızlık kaygısı bir anlamda kişiyi evliliğe zorluyor demek yanlış olmasa gerek.

Anton Çehov; “yalnızlıktan korkuyorsanız evlenin” demiştir. Evliliğin yalnızlığı azaltacağına, mutlu edeceğine kişinin daha iyi hissedeceğine inanılır.

Yalnızlık kaygıları nedeniyle evlilik yapan bireyler; kendi yalnızlık kaygılarını gidermeye çalışırken; eşlerinden kendisini yalnız hissettirmemesini beklerler. 

Daima eşleriyle birlikte faaliyet yapmak istemelerinin evliliğin bir gereği olduğunudüşünürler.”Yalnız kalmak için evlenmedim.” “evliyim ama yalnız hissediyorum” yakınmalarını yalnız hisseden kişilerden sık duyarız. Çünkü insan fıtratı gereği hayatında biri olmadığında kendini yalnız hisseder.

Aslında bunun nedeni; yalnız olmamak için evlenmiş olmalarıdır.

Bu nedenle evlenmek zarar verecek bir ilişkinin başlangıcına neden olabilir, bu da daha büyük sorunları doğurur. Oysaki işler evliliğinizde düşündüğünüz gibi gitmediğinde yeterli destek göremediğinizde, beklentileriniz gerçekleşmediğinde yalnızlığı daha fazla hissedebilirsiniz.

Yalnızlık kaygısı başlı başına psikolojik bir sorun olup evlilik ile çözüm üretilememelidir. 
Yalnızlık kaygısı olan ve yalnızlığını gidermek için evlenmek isteyen kişiler öncelikle yalnızlık hissine neden olan sorunlarını çözmeleri gerekir.

Büyük bir aşkla bile evlenmiş  olsanız, aradan geçen yıllar sabrınızı, dayanıklılığınızı ve iç dünyanızı yıpratmış olabilir.

Genelde erkek; kadının iletişim ve romantizm ihtiyacını karşılayamazken, kadın da erkeğin hobilerini,  özgürlük ihtiyacını bencilce görür.

Aradığını bulamadığını düşünen her iki taraf, girdikleri güç çekişmesi ile genetik, psikolojik ve fizyolojik farklılıklarını düşünmeden birbirlerini değiştirmeye çalışırlar...

Suçlama, çekişme ve rekabet... Sonuç; koskoca YALNIZLIK…

Evlilikte Yalnızlık Nedenleri:

Fiziksel yakınlığın yetersizliği; Özellikle eşinin eve geç gelmesi, birlikte geçirilen zamanın azlığı, yetersiz fiziksel temas (dokunma, kucaklama vb..)

Sorumlulukların paylaşılmasında dengesizlik; Çocukların okulu, bakımı, ev işleri, evle ilgili ödemelerin yapılması, çocukların sorunlarının çözülmesi konusunda yeterli desteği görememek.

İş yaşamının zorlukları; Kadın veya erkek kariyeriyle ya da ailevi konularla o kadar meşgul olur ki, eşiyle bir araya gelmek için zaman bulamaz. Bu da eşler arasında bir boşluk oluşturur ve zamanla yalnızlığa iter. Hal böyle olunca eş ya da eşler kendilerini yalnız hissederler.

Duygusal ihtiyaçlar ve değerli hissetme; Çiftler arasında sevinç, mutluluk, öfke, sevgi vb. duygularının yaşanmasına neden olan temasların yetersizliği.

Duyguların paylaşılması ve duygusal ihtiyaçlarının dikkate alınması da kişiye değerli hissettirir.Duygusal bağ olmadığında, duygusal desteğin de bir kapsamı yoktur. Bu nedenle çiftler birbirlerinden destek alamayacaklarını bildikleri zaman, duygularını birbirleriyle paylaşma yerine sessizliği tercih ederler.

Duygusal istismar; Duygusal istismar dendiğinde eşi tarafında sıklıkla eleştirilmek, aşağılanmak, hakaret edilmesi, isim takmak, yaptıklarının beğenilmemesi, takdir edilmemesi akla gelir.

Diğer insanlarının yanında aşağılamak, hakaret etmek de bunun içindedir.Eşiniz kendisinin çok güçlü olduğunu düşünür ve aile içi şiddete başvurur. Eşinizin size olan kötü davranışları bir süre sonra ondan korkmanıza ve korku içinde evlilik yaşamanıza neden olabilir. Bu da sizi eşinizden soğumaya iter ve yalnızlık hissetmenize neden olur.

Birlikte Zaman Geçirmeme;Çocuklar veya diğer aile üyeleri her zaman çiftlerin çevresindedir. Bazen aileler o kadar büyük olur ki eşler birlikte geçirecek zaman bulamaz. Başlangıçta, eşler zaman yaratmaya çalışsa da her başarısızlıkta bu fırsatı yakalama arzusu biraz daha körelir ve sonunda vazgeçilir. 

Geçmişte Yaşananlar; Evlilikte yalnızlık her zaman eşten kaynaklanmaz. Geçmişte yaşanan olaylar veya eski ilişkiler de bunun nedeni olabilir.

Yapılan araştırmalara göre; yalnızlık anne-baba veya kardeşler ile yaşanan olumsuz anılardan dolayı da ortaya çıkabilir. Yalnızlık her zaman yüz yüze olması gerekmez. Tek taraflı da olabilir ya da eşlerden biri yalnız olmadığı halde kendisini yalnızmış gibi hissedebilir.

Evlilikte yalnızlık nedeniyle mutsuz ve acı çekiyorsanız bununla baş etmenin en önemli yöntemlerinden biri iletişim becerileridir.

Bunun ilk adımı iyi bir dinleyici olmaktan geçer. Çiftlerin birbirini dinlememesi oldukça temel bir sorundur. Dinliyormuş gibi görünmek, ilişkinizle ilgili sorunlarınızı eşinize değil arkadaşınıza anlatmak paylaşımları azalttığı gibi ilişkiyi de bozar.  Birbirine vakit ayırmak ve birbirinizi dinlemek önemli bir adımdır. 

-İlişkiyi besleyecek faaliyetler oluşturmak önemlidir.(Birlikte sinemaya gitmek, ortak arkadaşlarla vakit geçirmek) vb.

-Cep telefonu, internet ve televizyona ayrılan vakti eşinizle yapacağınız faaliyetlere kaydırmak.

Siz eşiniz veya birlikte yaşadığınız sevgiliniz hakkında önyargı biriktirirseniz ve sizi rahatsız eden konuları onunla konuşmaktan kaçınırsanız ve “Konuşsam ne olacak, o nasıl olsa böyle cevap verecektir” diye önyargıda bulunursanız bu düşünceler bir evliliğe en fazla zarar veren türde zehirli düşüncelere dönüşürler.

Evliliğe zarar veren zehirli düşünce biçimlerini kategorize etmek teorik düzeyde belki kolaydır ama pratikte bunları görüp üzerine çalışarak bunları aşmak, çiftler için hiç de kolay değildir.

Bunlar aşılmadığında hem erkek hem de kadın kendi zehirli düşüncesinin mahkûmu oldukça ve eşi hakkında o zehirli ön yargılarla davrandıkça, evlilikte çiftler birbirlerinden kopmaya başlayacaktır.

Böylece kadın ve erkek evlilik dünyalarında yalnızlığı yaşamaya başlıyorlar. Belki de o nokta evliliklerin geriye dönüşü olmayan noktasıdır; ondan sonra boşanmaya doğru hızla adım atılıyordur.

Birlikte iken yalnız hisseden her çift ilişkinin süresinin dolduğuna inanmaz. Sadece ara kaçamaklar başka tatlar arama duygusuna kapılır.

Çocuk için vazgeçilmeyen aile birliği yüzünden, fırtınada sürüklenmeye başlar. Onun için oturup karşılıklı bir karara varmalısınız, yaraları sarmak adına ne var ne yoksa ortaya koymalısınız.  Olmuyor diyorsanız da bu ilişkiyi sevgili de olsanız, evli de olsanız bitirmenizde fayda var. Hem sizin için, hem de çocuklar, yakınlar ve etrafınızın sağlığı açısından.

Sevgiyle kalın
Betül MERT
SOSYOLOG/AİLE DAIŞMANI

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum