• Reklam
Reklam
Reklam
Ali Yedikaya

Ali Yedikaya

Mali Piyasalar

DAVA AŞAMASINDA AYNI İŞVERENE AİT İŞÇİLER ARTIK BİRBİRLERİNE TANIK OLAMAYACAK….

29 Eylül 2020 - 22:55 - Güncelleme: 06 Ekim 2020 - 07:19

DAVA AŞAMASINDA AYNI İŞVERENE AİT İŞÇİLER ARTIK BİRBİRLERİNE TANIK OLAMAYACAK….

Bütün çalışanları ilgilendiren bu karar da: Yargıtay, aynı işverene dava açan işçilerin birbirlerine tanıklık yapamayacağına karar verdi.

Yargıtay emsal olan bu kararla birlikte, tanıkların konumu, tanıklıklarına duyulacak güveni etkileyecek durumda olamayacağını işaret etti.

Türkiye de bir inşaat şirketinin yurt dışı projelerinde tam 20 yıldan fazla çalışan kaynak işçisi, işten atıldı.

İş Mahkemesi ne dava açan mağdur işçi, iş akdinin haksız iptal edil-diğini, en son aylık ücretinin 1.800-USD olduğunu, bunun dışında 35-USD banka ko-misyonu, prim, her türlü masrafın (yemek, ısınma, temizlik) işverence karşılandığını belirterek, işçi mahkemeden, alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile ulusal bayram, genel tatil, hafta tatili ve fazla mesai ala-caklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. 

Mahkemede savunma yapan işveren avukatı ise davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, dava-cının proje bazlı olarak çalıştığını, sürekli ve kesintisiz değil, inşaat işlerinin yapısı gereği belirli dönemler halinde olduğunu, projenin bitmesi sebebi ile iş akdinin kendiliğinden sona erdiğini öne sürmüştür.

Mahkeme, davanın kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatları ile ulusal bayram, genel tatil, hafta tatili ve fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsiline hükmetti. Kararı davalı şirket avukatı temyiz etti. Dava dosyasını yeniden inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı.

Davaya konu alacakların varlığının ispat yükünün davacı olduğuna dikkat çekilen Yargıtay kararında, davacının çalışma olgusu yönünden işyeri kayıtlarına ve tanık beyanlarına dayandığı hatırlatıldı. Kararda şu ifadelere yer verildi: "Somut uyuşmazlıkta, işçinin çalışma olgusunun tespitinde işyerinde veya komşu işyerinde çalışanların tanıklığı önemli olduğu gibi tanık olarak dinlenecek kişinin tanıklığına güveni etkileyebilecek bir durumun olup olmadığı da araştırılmalıdır.

Dairemizin istikrarlı uygulaması gereği, davalı aleyhine dava açanlar tanık olarak dinlenmiş ise bu işçilerin tanıklıklarına ihtiyatlı yaklaşılmalı ve salt bu tanıkların beyanı ile sonuca gidilmemelidir. İşveren ile husumet içinde olan tanıkların beyanları diğer yan delillerle birlikte değerlendirilmelidir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanık beyanlarına göre davacının fazla çalışma yaptığı ve tatil günlerinde çalıştığı kabul edilip alacak hesaplanmıştır. Oysa davacı tanığı olarak dinlenen işçiler aynı şekilde davalı aleyhine dava açan kişilerdir.

Tanıkların konumu, tanıklıklarına duyulacak güveni etkileyecek durumdadır. Bu nedenle tanıklıklarına itibar edilemez. Bordrolarda yer alan toplam ödeme tutarları sadece temel ücreti ilgilendirdiğinden işverenin kayıtlarında (bordro ve bordrolara uygun olarak tanzim edilen mesai şeritleri) yer alan fazla mesai ve tatil çalışma süreleri de davacı işçinin fazla mesai yaptığını ve tatil günlerinde çalıştığını göstermez.

Davacı fazla çalışma yaptığını ve tatil günlerinde çalıştığını somut delillerle kanıtlayamadığından bu taleplerin reddi gerekirken kabulü hatalıdır. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir."

Bence ; Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza atarak dava aşamasında olan aynı işverene ait işçilerin birbirlerine tanık olamayacağına karar vererek iş dünyasındaki kanayan bir yarayı tedavi etmiştir.

 

 

 

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum